Yolumuz Devrim Aşkımız Devrim | DevrimForum |
Forumumuzda Daha İyi Vakit Geçirip Devrim ... İle İlgili Konular Hakkında Bilgi Alıp "Ulusal Kurtuluş Örgütü (UKÖ) " Ne Katılıp Burada Okuduğumuz Ve Aldığımız Bigileri Gerçek Hayatta da Yapabilmemiz İçin Sitemize Kayıt Olup "Ulusal Kurtuluş Örgütü (UKÖ) " Ne Katılmak İsterseniz "Ulusal Kurtuluş Örgütü (UKÖ) " Konusuna Gelip Başvuru Yapabilirsiniz İyi Forumlar Wink

Join the forum, it's quick and easy

Yolumuz Devrim Aşkımız Devrim | DevrimForum |
Forumumuzda Daha İyi Vakit Geçirip Devrim ... İle İlgili Konular Hakkında Bilgi Alıp "Ulusal Kurtuluş Örgütü (UKÖ) " Ne Katılıp Burada Okuduğumuz Ve Aldığımız Bigileri Gerçek Hayatta da Yapabilmemiz İçin Sitemize Kayıt Olup "Ulusal Kurtuluş Örgütü (UKÖ) " Ne Katılmak İsterseniz "Ulusal Kurtuluş Örgütü (UKÖ) " Konusuna Gelip Başvuru Yapabilirsiniz İyi Forumlar Wink
Yolumuz Devrim Aşkımız Devrim | DevrimForum |
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kemalizm Nedir?

2 posters

Aşağa gitmek

Kemalizm Nedir? Empty Kemalizm Nedir?

Mesaj  Mustafa Alacı Paz Nis. 19, 2009 9:01 am

Kemalizm, tıpkı liberalizm ve sosyalizm gibi, bir devrim ideolojisi olarak doğmuştur. Ama, liberalizm ve sosyalizmden farklı olarak, geri kalmış bir ülkedeki devrim koşullarının gereksinimlerini yansıtmaktadır. Bu nedenle de, Kemalizmi iyi değerlendirebilmek için, geri kalmış ülke devrimlerinin gelişmiş ülke devrimlerinden farkını anlamak gerekir.

Fransız Devrimi, evrim sürecinde önlerde yer alan bir toplumda rastlanabilen devrimlerin en ünlü örneğini oluşturur. Koşullar ve toplumdaki güç dengesi değişmiş, ama eski koşullara göre oluşan ve eski güç dengesini yansıtan toplumsal ve özellikle de siyasal kurumlar değişmemekte direnmiş, toplumsal - ekonomik gelişmeyi zorlaştırmaya başlamıştır. Kentsoylular ( burjuvazi ) yeni bir toplumsal sınıf olarak doğmuş, güçlenmiş, ama güçleri ölçüsünde siyasal rejimde etkili olamamışlardır. Bir anlamda toplumun altyapısı değişmiş, ama üstyapı bu değişikliğe uymamıştır. Burada sözkonusu olan, eski kurumları yeni koşullara, yani üstyapıyı altyapıya uydurmaktır; değişen koşullarla, koşulların yarattığı gereksinmeleri karşılaması gereken kurumlar arasındaki çelişkileri gidermektir.

Evrim sürecinde geride kalmış toplumlarda görülen devrimler ise, belirli tarihsel koşullardan yararlanarak, bu toplumların evrimini hızlandırmak, bazı evreleri atlatmak amacını taşır. Birinci grup ülkelerdeki devrimciler, koşulların gereğini yerine getirmek ve gereksinimlerin doğurduğu devrimci ideolojiyi izlemekle yetinmek durumundadırlar. Toplumun henüz ulaşamadığı bir aşamaya göre kurumlar oluşturmak, böylece gelişmiş ülkelerle aralarındaki açığı bir ölçüde olsun kapatmak zorundadırlar. Kendilerinden çok önce o aşamaya ulaşmış olan toplumların deneyimlerinden ders alabilmek olanağına sahiptirler. Ama o devrimin doğal taşıyıcısı, itici gücü olan toplumsal sınıfın bulunmaması nedeniyle de işleri çok daha zordur. Ancak eski düzenin savunucusu güçlerin - tarihsel nedenlerle - zayıflamış oldukları bir andan yararlanarak iktidarı ele geçirebilirler. Temel devrimci gücün yokluğunu ya da zayıflığını ise, ideolojiye büyük ağırlık vererek ve o ideoloji etrafında iyi örgütlenmiş "bilinçli" bir çekirdek güç oluşturarak telafi etmeye çalışırlar.

Toplumlardaki güçler dengesinin değişmesine karşın, eski güçler dengesinde ağır basan güçlerin çıkarlarına ve dünya görüşlerine göre biçimlenmiş olan kurumların değişmemekte direnmesi, devrimin nesnel ( objektif ) koşullarını oluşturur. Varolan bu düzeni eleştiren ve yeni bir düzenin ilkelerini içeren ideoloji ise, devrimin öznel ( subjektif ) koşulu sayılabilir. Devrimi, bilinçsiz bir ayaklanmadan, kızgınlık birikimlerinin kırıp - dökmeye dönüşmesinden ayıran ana özellik, sahip olunan "devrimci bilinç", yani "bilinç" ögesidir.

Evrim sonucu doğan devrimlerde, ideoloji evrime koşut olarak doğar, devrimci eylem içinde gelişir. Böyle bir devrimde ideolojinin ağırlığı, nesnel koşulların, çok gerisinde kalır. Oysa geri kalmış ülkelerde nesnel koşullar yeterinde oluşmamış olduğu için, ideolojinin önemi artar. İdeoloji, devrimi olanaklı kılan ortamdaki, somut koşullardaki eksikliği giderme, boşluğu doldurma işlevini üstlenir. Burada ideoloji, yine devrimci eylem içinde bazı değişikliklere uğramakla birlikte, devrim öncesinde hazır olarak vardır ve çoğunlukla da, ana çizgileriyle gelişmiş ülkelerden aktarılmıştır. Amaç zaten o ülkelerin düzeyine daha hızlı bir biçimde ulaşmak olduğu için, bunu doğal karşılamak gerekir. Devrimci ideoloji, devrimin öncüsü güçlerin toplumsal özelliklerine göre bazı değişimler geçirmekle birlikte, ana doğrultuda aynı kalır.

Her devrim belirli toplumsal güçlere dayanarak gerçekleşir. O güçlerin yeterince gelişmediği ortamlarda ise, devrimci ideolojinin kendisi, yaratığı bilinç ve kitlesel etkisiyle devrimci bir güç oluşturabilir. Bir ayaklanmanın, bir hükümet darbesinin, bir bağımsızlık savaşının, tarihi hızlandırmak amacındaki bir devrime dönüşmesinde, devrimci ideolojinin etkisi büyüktür. Ama ideolojinin devrimdeki ağırlığının artması ölçüsünde, o ideolojinin dogmatikleşmesi olasılığı da artar. Çünkü söz konusu ideoloji, bir anlamda, varolması istenilen, ama henüz varolmayan koşulların ürünüdür.

Mustafa Kemal, tıpkı Lenin gibi, Birinci Dünya Savaşı'nın ülkesindeki eski düzenin temsilcilerini maddi ve manevi açıdan yıpratmasından yararlanarak, evrimin henüz zorunlu kılmadığı yeni bir toplumsal - siyasal düzeni yaratacak süreçleri harekete geçirmiştir. Lenin, Rusya ordusunun perişan olması sayesinde, küçük ama iyi örgütlü ve bilinçli bir güce dayanarak siyasal iktidarı ele geçirirken; Mustafa Kemal, ülkesini düşman işgalinden kurtarmanın kendisine kazandırdığı olağanüstü etkiyi kullanarak devrimi gerçekleştirmiştir. Lenin'in Rusya'nın koşullarına uydurmaya çalıştığı marksist ideoloji - yukarıda değindiğimiz nedenden dolayı - dogmalaşırken; Mustafa Kemal, liberealizm ve sosyalizmden yararlanarak Türkiye'nin koşullarına göre oluşturmaya çalıştığı devrimci ideolojinin dogmalaşma olasılığını önlemeye çalışmıştır. İdeolojik kalıplaşmanın hızlı bir değişim süreciyle bağdaşmayacağını vurgulayarak, bir anlamda "sürekli devrimcilik" anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Bazılarının ileri sürdüğünün tersine, kemalizmin ideolojisi vardır, ama "öğreti"si ( doktrini ) yoktur.

Kemalizm'in önünde iki aşamalı bir amaç vardı: Bağımsızlık ve çağdaşlaşma. Bu ereklere ulaşmak için, ideolojinin çerçevesini oluşturan ulusçuluk, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri Fransız Devrimi ve dolayısıyla liberalizmden; devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleri de sosyalizmden esinlendi.
Mustafa Alacı
Mustafa Alacı
Administrator
Administrator

Mesaj Sayısı : 488
Puanları : 5034
+ Rep : 0
Kayıt tarihi : 15/04/09
Nerden : İzmir

https://devrim.all-up.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Kemalizm Nedir? Empty Geri: Kemalizm Nedir?

Mesaj  kadem Ptsi Eyl. 13, 2010 10:12 am

Kemalizm dediğimiz ideolojinin getirdiği devrim tüm ulusun cehaletine dur deyip aydınlığın önünü açtığı en büyük başarıdır, zmanın gereksinimlerine göre büyük bir deha ve ileri görüş eseridir, ülke ve jeolojik konumlar karmaşasına rağmen özgürlüklerin önünü açan zor bir devrim
kadem
kadem
Üye
Üye

Mesaj Sayısı : 1
Puanları : 1
+ Rep : 0
Kayıt tarihi : 13/09/10
Yaş : 37

http://www.oto24.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz