Çocuklara Ceza Yağıyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Çocuklara Ceza Yağıyor
Bölgede eylemlerde polise taş atan çocuklara verilen hapis cezalarına Nisan ayı başlarında bir yenisi eklendi. 2008 kasım, aralık ve 2009'un ocak ayı itibarıyla 26 çocuğa ‘örgüt üyeliği ve propagandası'ndan toplam 75 yıl hapis verilmiş durumdaydı. En son Adana'da Şubat 2008'deki eylemler nedeniyle yargılanandan 14 yaşındaki bir çocuğa mahkeme ‘örgüt üyeliği ve örgütün propagandasını yapmak' suçlarından 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası verdi. 17 yaşındaki birisi ise 4 yıl 6 ay 20 gün hapisle cezalandırılırken 19-20 yaşlarındaki dört kişi 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Eylemler ve Çocuklar: Yeni Değil
Aslında çocukların eylemlerde yer alması bölge için yeni bir olay değil, ancak basın ne zaman isterse haber oluyor. Amed direnişi sırasında sokakta ve damda çocuklar öldürülürken burjuva medya ölen(taş atan değil) çocuklarla bu kadar ilgilenmiyor, onları manşetlerine taşımıyordu. Öyle ya başbakan yaşlı genç herkesi terörist ilan edip gerekirse silah kullanılması çağrısı yapıyordu. Yine 12 yaşındaki Uğur Kaymaz babasıyla birlikte 13 kurşunla vurulduğunda burjuva medya sessizliğini koruyordu. Çocuklar öldürülürken sessizlik ile geçiştirenler sözkonusu polise taş atmak olunca feryat figan ediyorlar. Bu kadarla sınırlı kalsa! Hrant Dink'in katili Ogün Samast başta kemik yaşı tespitiyle 18 yaşından küçük gösterip kurtarılmaya çalışılıyor, hatıra fotoğraflarıyla keyif içinde ağırlanıyor, mahkemece medyaya “kişilik haklarını” korumak için yasaklar konuluyor. Tabii mesele kimin için, ne için eylemde bulunduğunuz! İkiyüzlülüğün bu kadarına pes doğrusu!
Çocuklar Her Yerde Zalime Karşı
Sözkonusu Filistin olunca bütün tahayyüller değişmektedir. Filistinlilerin haklı mücadelesinin uluslararası meşruiyetinden yararlanmak peşindeki Tayyip, Davos'ta İsrail cumhurbaşkanına “siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” demekte, Hamas'ın silahlı mücadelesini meşru saymakta ve Filistin'de taş atan çocuklara sahip çıkmaktadır. Konu Kürtlerin haklı mücadelesi olunca söylem ve pratikler 180 derece değişerek kanlı yüzler açığa çıkmaktadır. Uzun yıllar önce Ermenilere dünyanın en büyük katliamlarından birini yapan, aynı politikayı bugün Kürtler üzerinde sürdüren ve Kıbrıs'ın kuzeyi onyıllardır işgal eden bir ülkenin başbakanının önce aynaya bakması gerek.
Kandırılmayla Olsa!
Çocuklar, terörist olarak nitelenip geçiştirilemediği koşullarda öne çıkan bir argümanda çocukların kandırıldığı, satın alındığı, tehdit edildiği iddiaları. Bölgeye elindeki büyük olanaklarla yüklenen AKP, seçimden yenilgiyle çıkınca DTP'nin belediye başkanlıklarını tehditle kazandığını söylemişti. Avrupa'nın en büyük ordularından TSK'nın konuşlandığı bölgede biz kimin tehdit edeceğini iyi biliyoruz. Eylemlere katılan çocuklara dair benzer iddialarda aynı ciddiyette.
Son Olarak
Egemen sınıflar, Kürt hareketinin bir halkın haklı mücadelesi olarak görünmesinden korktuğundan çocuklara ceza yağdırmaktadır. 7'den 70'e herkesin mücadele içinde yer aldığı ve uğruna bedel ödemeyi kabul ettiği bir harekete üç beş terörist demek kolay değil tabii. Ama geçmişte baskılar, gözaltılar, kayıplar ve katliamlarla durduramadıklarını bugün de hapis cezalarıyla durduramayacaklardır. Zalimin olduğu yerde direnen her zaman olacaktır.
Çocukların avuçlarındaki taş izlerine, atletlerindeki tere bakılarak gözaltına alındığı, çocukların ailelerinden alınmasının, ailelerin sosyal haklarının kesilmesinin gündeme getirildiği bir ortam inkar ve imha politikalarının boyutlarını tekrardan göstermektedir. Daha yeni açılan Botaş kuyularından çıkan kemikler, çocukların yanı başlarında öldürülen babalar, işkence gören anneler, boşaltılan köylerin diyarında çocukların ve yediden yetmişe herkesin haklı direnişin parçası olmasından daha doğal ne olabilir!
Eylemler ve Çocuklar: Yeni Değil
Aslında çocukların eylemlerde yer alması bölge için yeni bir olay değil, ancak basın ne zaman isterse haber oluyor. Amed direnişi sırasında sokakta ve damda çocuklar öldürülürken burjuva medya ölen(taş atan değil) çocuklarla bu kadar ilgilenmiyor, onları manşetlerine taşımıyordu. Öyle ya başbakan yaşlı genç herkesi terörist ilan edip gerekirse silah kullanılması çağrısı yapıyordu. Yine 12 yaşındaki Uğur Kaymaz babasıyla birlikte 13 kurşunla vurulduğunda burjuva medya sessizliğini koruyordu. Çocuklar öldürülürken sessizlik ile geçiştirenler sözkonusu polise taş atmak olunca feryat figan ediyorlar. Bu kadarla sınırlı kalsa! Hrant Dink'in katili Ogün Samast başta kemik yaşı tespitiyle 18 yaşından küçük gösterip kurtarılmaya çalışılıyor, hatıra fotoğraflarıyla keyif içinde ağırlanıyor, mahkemece medyaya “kişilik haklarını” korumak için yasaklar konuluyor. Tabii mesele kimin için, ne için eylemde bulunduğunuz! İkiyüzlülüğün bu kadarına pes doğrusu!
Çocuklar Her Yerde Zalime Karşı
Sözkonusu Filistin olunca bütün tahayyüller değişmektedir. Filistinlilerin haklı mücadelesinin uluslararası meşruiyetinden yararlanmak peşindeki Tayyip, Davos'ta İsrail cumhurbaşkanına “siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” demekte, Hamas'ın silahlı mücadelesini meşru saymakta ve Filistin'de taş atan çocuklara sahip çıkmaktadır. Konu Kürtlerin haklı mücadelesi olunca söylem ve pratikler 180 derece değişerek kanlı yüzler açığa çıkmaktadır. Uzun yıllar önce Ermenilere dünyanın en büyük katliamlarından birini yapan, aynı politikayı bugün Kürtler üzerinde sürdüren ve Kıbrıs'ın kuzeyi onyıllardır işgal eden bir ülkenin başbakanının önce aynaya bakması gerek.
Kandırılmayla Olsa!
Çocuklar, terörist olarak nitelenip geçiştirilemediği koşullarda öne çıkan bir argümanda çocukların kandırıldığı, satın alındığı, tehdit edildiği iddiaları. Bölgeye elindeki büyük olanaklarla yüklenen AKP, seçimden yenilgiyle çıkınca DTP'nin belediye başkanlıklarını tehditle kazandığını söylemişti. Avrupa'nın en büyük ordularından TSK'nın konuşlandığı bölgede biz kimin tehdit edeceğini iyi biliyoruz. Eylemlere katılan çocuklara dair benzer iddialarda aynı ciddiyette.
Son Olarak
Egemen sınıflar, Kürt hareketinin bir halkın haklı mücadelesi olarak görünmesinden korktuğundan çocuklara ceza yağdırmaktadır. 7'den 70'e herkesin mücadele içinde yer aldığı ve uğruna bedel ödemeyi kabul ettiği bir harekete üç beş terörist demek kolay değil tabii. Ama geçmişte baskılar, gözaltılar, kayıplar ve katliamlarla durduramadıklarını bugün de hapis cezalarıyla durduramayacaklardır. Zalimin olduğu yerde direnen her zaman olacaktır.
Çocukların avuçlarındaki taş izlerine, atletlerindeki tere bakılarak gözaltına alındığı, çocukların ailelerinden alınmasının, ailelerin sosyal haklarının kesilmesinin gündeme getirildiği bir ortam inkar ve imha politikalarının boyutlarını tekrardan göstermektedir. Daha yeni açılan Botaş kuyularından çıkan kemikler, çocukların yanı başlarında öldürülen babalar, işkence gören anneler, boşaltılan köylerin diyarında çocukların ve yediden yetmişe herkesin haklı direnişin parçası olmasından daha doğal ne olabilir!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz