Devletin Derini mi Yoksa Devletin Kendisi mi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Devletin Derini mi Yoksa Devletin Kendisi mi?
DEVLETİN DERİNİ Mİ YOKSA DEVLETİN KENDİSİ Mİ?
Faşist devlete egemen olma savaşı kızıştıkça,klikler birbirilerinin kirli çamaşırlarını ortay saçmaya başladılar.Yıllardır karanlığa gömülmüş olan gerçekler birbiri ardı sıra açığa çıkacaktır.Her biri ötekinin kirlerini açtıkça,pis kokular her yere yayılacaktır.
Ortalık toz duman içinde.Tam bir keşmekeş,kaos,mevzi savaşlarının ortasında bir kör döğüşüdür sürüp gidiyor.”At izinin it izine karıştığı” ve “köyde taşların bağlı,itlerin serbest olduğu” ender dönemlerdendir içinden geçtiğimiz süreç.Ciddi kafa karışıklıkları içinde her kesimden insanlar.Yalnız bir kesimin,komünist devrimcilerin net-aydınlık-temiz olan beyinlerinin olay,olgu ve gelişmeleri doğru okuyup değerlendirdiği de gün gibi aşikar.Bu kaotik ortam ve toz duman durum,elbette yeni gelişmelere gebedir.Bu kaos bir biçimde kendi içinde gelişme,ilerleme,değişim dinamiklerini taşıyıp ilerleyecektir.Tarihsel materyalizmin en temel sonuçlarındandır bu durum.
Faşist devletin egemenliğini sürdürme ya da elde etme peşindeki kliklerin tüm çarpıtma,toplumsal olarak sınıfın çeşitli bölüklerini karşı karşıya getirme çabalarına karşın;liberaller ,küçük burjuva devrimci demokratları bu gelişmeleri doğru değerlendirmedikleri gibi,rüzgara kapılmış gidiyorlar.
Bu ülke gerçeğinin en temel öğelerinden biridir Kontrgerilla.Şimdi Türk kontrgerillasının bir cenahta yer aldığı klik,mevzi savaşlarında başından önde götürse de süreci kirli geçmişi ayağına pranga olmaya,giderek daha çok batağa saplanma sonucunu doğuruyor.Artık dikiş tutmayan açıkları,bir bir ortalığa saçıldıkça savaşta daha çok kızışıyor.Kendi içinde bile çeteleşmeyi engelleyemez ve kontrol edemez bir durumdadır.Nitekim,bugüne kadar bir çok kez iş üstünde yakalanan ve de çetelerinin kendilerini ele verdikleri bir çok süreç yaşandı.Susurluk,Şemdinli vs gibi.Ve işin enteresan tarafı kontrgerilla içinde de egemenlik mücadelesi,aynen TC’ye egemenlik mücadelesinde olduğu gibi kızışıyor,çetrefilli bir hal alıyor.Görünen o ki;yaklaşmakta olan felaketin sancıları arttıkça iki taraflı bir mücadele daha da keskinleşecek ve ilerleyecektir.Bu da ister istemez,siyasal krizin derinleşerek proletarya ve emekçiler ile Kürt halkının özgürlük-eşitlik ve sosyalizm mücadelesinin daha çok önünü açacaktır.
Kontrgerilla ülkeye NATO’nun hediyesidir.Zaten kontrgerilla tarzı gizli yapılanmalara (devletin gerçek-yönetici organları olmuşlardır her daim) alışık olan ve yabancı olmayan bir devlet geleneğinin üzerine oturan TC;bu süreci-oluşumu hiç yadırgamamış ve çar çabuk entegre olmuştur.ABD emperyalizmine ekonomik-siyasal-kültürel –askeri bağımlılık süreci devletin örgütlenme yapısına da aynen yansımıştır.İster yasal ve isterse de gayrı yasal süreç,ABD ile imzalanan anlaşmalar ve en son 1952 ‘de NATO’ya üyelik ile birlikte derinleşerek ilerlemiştir.Zira gerek ülke içinde ve gerekse de ülke sınırları dışında (Kıbrıs,Azerbaycan,Avrupa vs bir çok ülkede) bir çok eylemsel aktivitelerin yönlendiricisi,yöneticisi,uygulayıcısı olmuştur.Faşizmin kurumsallaşması sürecinin öncesinde 1960 darbesi sonucu oluşan ve sonradan anayasal bir kurum haline getirilen MBK-MGK vs ile cisimleşmesi ve de dolaylı yoldan legalize olması sağlanmıştır.
Ciddi eylemleri sürecini 6-7 Eylülle birlikte yapan ve sonuçta Kıbrıs’ın parçalanması ve KKTC’nin kurulmasına giden yolu açan sistemli çalışmanın baş mimarıdır.Kızıldere katliamı ile yeni bir yola giren ve kuruluş nizamnamesinin dışında her türden eylemin içinde giderek kökleşen anti-komünist mücadele temelli tüm eylemlerin fiili uygulayıcısı olan kontrgerilla,devasa genişleyip derinleşip büyümüştür.Egemenlerin yani işbirlikçi tekelci kapitalistlerin ortak yönetim-idare organı olan devlet yapısının;1971 12 Martından sonra tamamen faşist bir karakter almasıyla birlikte kontrgerilla;faşist devletin temel yönetim-idare-eylem organı olmuştur.
Hemen tüm kurumlar ve alanlar içinde örgütlenme aşamasını tamamlamış kontrgerilla ile bugüne kadar hesaplaşılamamıştır,hesaplaşılamaz da.Zira kontrgerilla devlettir;devlet te kontrgerilla.Ülkenin demokratikleşmesinde kontrgerillanın ortadan kaldırılması bu anlamda kilit roldedir.Bu arada liberaller ve kimi küçük burjuva devrimci demokratları tarafından kontrgerillanın “derin devlet” olarak tanımlanması da ayrıcaca mevcut düzen ve devlet gerçeğinin aklanmasına hizmet etmektedir.(Niye kavram ve tanımlamaya önem verdiğimizi açıklamak gerekli sanırız.Kavram ve tanımlamalar,gerçek ya da olgunun nasıl algılandığını,ona yüklenen anlamı ifade ederler.Zira ,kavramlar ve ya yüklenen anlamlar,gerçeğin zihinlerde ve gerçek yaşam içinde teorik-ideolojik olarak oturduğu yeri ifade ederler ki,bu mücadelenin her yöntemi açısından çok önemlidir.Günlük ajitasyon-propaganda dilinden tutun da,teorik-ideolojik konumlanışa kadar yaşamın her alanında ML ler ile dışındakiler arasında sınır çizgileri oluştururlar.)
“Derin devlet” tanımlaması,kontrgerilla gerçeğini açıklamaya yetmediği gibi sanki devlet dışında ya da devlet içinde devlet varmış gibi bir ideolojik manevra ile çarpıtmaya götürdüğü gibi,faşist devletin gerçek yüzünü ve niteliğini karartmak ve faşizm tasfiye olmadan bu “derinlerin” tasfiye edilebileceği gibi bir sonuca götürür.Burada da burjuva demokrasisi ve faşizm arasındaki,gerçek durumun karartılması ve doğru süzülememesi gibi bir durum söz konusudur.Zira,ülke de 1971 askeri faşist darbesinden sonra zaten devlet faşistleşmiştir ve kurumsallaşmasını tamamlamıştır.Bu dönüm noktasından itibaren,devletin gerçek hakimi kontrgerilla olmuştur.İşbirlikçi tekelci kapitalistler ve onların ağa babaları emperyalistler adına devletin idaresi ve gerçek hakimi kontrgerilla olmuştur.Hükümetler bu ülkede hiçbir zaman gerçek iktidar olamamışlardır;olamayacaklardır da.Zira bugün gündemdeki klik çatışmalarının ortaya açıkça serdiği gerçekte budur zaten.Bu anlam da TC devleti açısından en doğru tanımlamanın “Kontrgerilla Cumhuriyeti” olduğunu söylemeliyiz.
Bu ülkede demokrasi sorununun gerçek çözümü ancak devrimle olanaklıdır.Devrimsiz,kontrgerillanın tasfiyesi olanaklı değildir.Zira kontrgerilla devlet,devletse kontrgerilladır.Faşist devlet tasfiye edilmeden demokrasi işçi sınıfı ve emekçiler,Kürt halkı için hayaldir sadece.(Zira demokrasi kavramının kendisi sınıfsal iktidarın egemenliği anlamındadır.Hangi sınıfın iktidarda olduğuna bağlı olarak içeriği değişir.)Bu gerçek net biçimde emekçiler açısından kavranmalıdır,kavratılmalıdır.Demokrasi mücadelesi,bu ülke topraklarında devrim-özgürlük ve sosyalizm kavgası ile eş anlamlıdır.
Ülkedeki mevcut gelişmeler ve gidişatı bu çerçevede değerlendirmek gereklidir.Kontrgerilla devletinin deşifre edilmesi,gerçeklerin yığınlara anlatılması hayati önemdedir.Kontrgerilla devletinin bu klik çatışmaları ve bağırsaklarını temizleme hareketini,devrimci mücadele açısından önemli bir ajitasyon ve propaganda malzemesi olarak görmek lazımdır.Kontrgerilla devletinin gerçek yapısı ile hesaplaşma temel alınarak yürütülecek mücadele;nihai devrim mücadelesidir.Bu arada yaratılan kavram kargaşası karşısında,net duruşlar sergilenmesi de bir o kadar ideolojik-pratik değerdedir.
KAHROLSUN KONTRGERİLLA CUMHURİYETİ
YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ
YAŞASIN ÖZGÜRLÜK YAŞASIN SOSYALİZM
Faşist devlete egemen olma savaşı kızıştıkça,klikler birbirilerinin kirli çamaşırlarını ortay saçmaya başladılar.Yıllardır karanlığa gömülmüş olan gerçekler birbiri ardı sıra açığa çıkacaktır.Her biri ötekinin kirlerini açtıkça,pis kokular her yere yayılacaktır.
Ortalık toz duman içinde.Tam bir keşmekeş,kaos,mevzi savaşlarının ortasında bir kör döğüşüdür sürüp gidiyor.”At izinin it izine karıştığı” ve “köyde taşların bağlı,itlerin serbest olduğu” ender dönemlerdendir içinden geçtiğimiz süreç.Ciddi kafa karışıklıkları içinde her kesimden insanlar.Yalnız bir kesimin,komünist devrimcilerin net-aydınlık-temiz olan beyinlerinin olay,olgu ve gelişmeleri doğru okuyup değerlendirdiği de gün gibi aşikar.Bu kaotik ortam ve toz duman durum,elbette yeni gelişmelere gebedir.Bu kaos bir biçimde kendi içinde gelişme,ilerleme,değişim dinamiklerini taşıyıp ilerleyecektir.Tarihsel materyalizmin en temel sonuçlarındandır bu durum.
Faşist devletin egemenliğini sürdürme ya da elde etme peşindeki kliklerin tüm çarpıtma,toplumsal olarak sınıfın çeşitli bölüklerini karşı karşıya getirme çabalarına karşın;liberaller ,küçük burjuva devrimci demokratları bu gelişmeleri doğru değerlendirmedikleri gibi,rüzgara kapılmış gidiyorlar.
Bu ülke gerçeğinin en temel öğelerinden biridir Kontrgerilla.Şimdi Türk kontrgerillasının bir cenahta yer aldığı klik,mevzi savaşlarında başından önde götürse de süreci kirli geçmişi ayağına pranga olmaya,giderek daha çok batağa saplanma sonucunu doğuruyor.Artık dikiş tutmayan açıkları,bir bir ortalığa saçıldıkça savaşta daha çok kızışıyor.Kendi içinde bile çeteleşmeyi engelleyemez ve kontrol edemez bir durumdadır.Nitekim,bugüne kadar bir çok kez iş üstünde yakalanan ve de çetelerinin kendilerini ele verdikleri bir çok süreç yaşandı.Susurluk,Şemdinli vs gibi.Ve işin enteresan tarafı kontrgerilla içinde de egemenlik mücadelesi,aynen TC’ye egemenlik mücadelesinde olduğu gibi kızışıyor,çetrefilli bir hal alıyor.Görünen o ki;yaklaşmakta olan felaketin sancıları arttıkça iki taraflı bir mücadele daha da keskinleşecek ve ilerleyecektir.Bu da ister istemez,siyasal krizin derinleşerek proletarya ve emekçiler ile Kürt halkının özgürlük-eşitlik ve sosyalizm mücadelesinin daha çok önünü açacaktır.
Kontrgerilla ülkeye NATO’nun hediyesidir.Zaten kontrgerilla tarzı gizli yapılanmalara (devletin gerçek-yönetici organları olmuşlardır her daim) alışık olan ve yabancı olmayan bir devlet geleneğinin üzerine oturan TC;bu süreci-oluşumu hiç yadırgamamış ve çar çabuk entegre olmuştur.ABD emperyalizmine ekonomik-siyasal-kültürel –askeri bağımlılık süreci devletin örgütlenme yapısına da aynen yansımıştır.İster yasal ve isterse de gayrı yasal süreç,ABD ile imzalanan anlaşmalar ve en son 1952 ‘de NATO’ya üyelik ile birlikte derinleşerek ilerlemiştir.Zira gerek ülke içinde ve gerekse de ülke sınırları dışında (Kıbrıs,Azerbaycan,Avrupa vs bir çok ülkede) bir çok eylemsel aktivitelerin yönlendiricisi,yöneticisi,uygulayıcısı olmuştur.Faşizmin kurumsallaşması sürecinin öncesinde 1960 darbesi sonucu oluşan ve sonradan anayasal bir kurum haline getirilen MBK-MGK vs ile cisimleşmesi ve de dolaylı yoldan legalize olması sağlanmıştır.
Ciddi eylemleri sürecini 6-7 Eylülle birlikte yapan ve sonuçta Kıbrıs’ın parçalanması ve KKTC’nin kurulmasına giden yolu açan sistemli çalışmanın baş mimarıdır.Kızıldere katliamı ile yeni bir yola giren ve kuruluş nizamnamesinin dışında her türden eylemin içinde giderek kökleşen anti-komünist mücadele temelli tüm eylemlerin fiili uygulayıcısı olan kontrgerilla,devasa genişleyip derinleşip büyümüştür.Egemenlerin yani işbirlikçi tekelci kapitalistlerin ortak yönetim-idare organı olan devlet yapısının;1971 12 Martından sonra tamamen faşist bir karakter almasıyla birlikte kontrgerilla;faşist devletin temel yönetim-idare-eylem organı olmuştur.
Hemen tüm kurumlar ve alanlar içinde örgütlenme aşamasını tamamlamış kontrgerilla ile bugüne kadar hesaplaşılamamıştır,hesaplaşılamaz da.Zira kontrgerilla devlettir;devlet te kontrgerilla.Ülkenin demokratikleşmesinde kontrgerillanın ortadan kaldırılması bu anlamda kilit roldedir.Bu arada liberaller ve kimi küçük burjuva devrimci demokratları tarafından kontrgerillanın “derin devlet” olarak tanımlanması da ayrıcaca mevcut düzen ve devlet gerçeğinin aklanmasına hizmet etmektedir.(Niye kavram ve tanımlamaya önem verdiğimizi açıklamak gerekli sanırız.Kavram ve tanımlamalar,gerçek ya da olgunun nasıl algılandığını,ona yüklenen anlamı ifade ederler.Zira ,kavramlar ve ya yüklenen anlamlar,gerçeğin zihinlerde ve gerçek yaşam içinde teorik-ideolojik olarak oturduğu yeri ifade ederler ki,bu mücadelenin her yöntemi açısından çok önemlidir.Günlük ajitasyon-propaganda dilinden tutun da,teorik-ideolojik konumlanışa kadar yaşamın her alanında ML ler ile dışındakiler arasında sınır çizgileri oluştururlar.)
“Derin devlet” tanımlaması,kontrgerilla gerçeğini açıklamaya yetmediği gibi sanki devlet dışında ya da devlet içinde devlet varmış gibi bir ideolojik manevra ile çarpıtmaya götürdüğü gibi,faşist devletin gerçek yüzünü ve niteliğini karartmak ve faşizm tasfiye olmadan bu “derinlerin” tasfiye edilebileceği gibi bir sonuca götürür.Burada da burjuva demokrasisi ve faşizm arasındaki,gerçek durumun karartılması ve doğru süzülememesi gibi bir durum söz konusudur.Zira,ülke de 1971 askeri faşist darbesinden sonra zaten devlet faşistleşmiştir ve kurumsallaşmasını tamamlamıştır.Bu dönüm noktasından itibaren,devletin gerçek hakimi kontrgerilla olmuştur.İşbirlikçi tekelci kapitalistler ve onların ağa babaları emperyalistler adına devletin idaresi ve gerçek hakimi kontrgerilla olmuştur.Hükümetler bu ülkede hiçbir zaman gerçek iktidar olamamışlardır;olamayacaklardır da.Zira bugün gündemdeki klik çatışmalarının ortaya açıkça serdiği gerçekte budur zaten.Bu anlam da TC devleti açısından en doğru tanımlamanın “Kontrgerilla Cumhuriyeti” olduğunu söylemeliyiz.
Bu ülkede demokrasi sorununun gerçek çözümü ancak devrimle olanaklıdır.Devrimsiz,kontrgerillanın tasfiyesi olanaklı değildir.Zira kontrgerilla devlet,devletse kontrgerilladır.Faşist devlet tasfiye edilmeden demokrasi işçi sınıfı ve emekçiler,Kürt halkı için hayaldir sadece.(Zira demokrasi kavramının kendisi sınıfsal iktidarın egemenliği anlamındadır.Hangi sınıfın iktidarda olduğuna bağlı olarak içeriği değişir.)Bu gerçek net biçimde emekçiler açısından kavranmalıdır,kavratılmalıdır.Demokrasi mücadelesi,bu ülke topraklarında devrim-özgürlük ve sosyalizm kavgası ile eş anlamlıdır.
Ülkedeki mevcut gelişmeler ve gidişatı bu çerçevede değerlendirmek gereklidir.Kontrgerilla devletinin deşifre edilmesi,gerçeklerin yığınlara anlatılması hayati önemdedir.Kontrgerilla devletinin bu klik çatışmaları ve bağırsaklarını temizleme hareketini,devrimci mücadele açısından önemli bir ajitasyon ve propaganda malzemesi olarak görmek lazımdır.Kontrgerilla devletinin gerçek yapısı ile hesaplaşma temel alınarak yürütülecek mücadele;nihai devrim mücadelesidir.Bu arada yaratılan kavram kargaşası karşısında,net duruşlar sergilenmesi de bir o kadar ideolojik-pratik değerdedir.
KAHROLSUN KONTRGERİLLA CUMHURİYETİ
YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ
YAŞASIN ÖZGÜRLÜK YAŞASIN SOSYALİZM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz