Devlet ve Devrim - Lenin
2 sayfadaki 2 sayfası
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Geri: Devlet ve Devrim - Lenin
3. KAUTSKY'NİN PANNEKOEK İLE POLEMİĞİ
Kautsky'nin hasmı olan Pannekoek, saflarında Rosa Luxembourg, Karl Radek ve daha başkalarını toplayan "radikal sol" eğilimin temsilcilerinden biriydi. Devrimci taktik öneren radikal sollar, Kautsky'nin ilkelerden yoksun "merkezci" bir tutum kabul ettiğini ve marksizmle oportünizm arasında sallandığını kabul etmekte birleşiyorlardı. Haksız yere marksist adı verilen "merkezci" ya da "kautskist" denilen eğilim tüm çirkin yoksulluğuyla ortaya çıkınca, bu değerlendirmenin doğruluğunu savaş tamamen tanıtladı.
Pannekoek, başka şeyler arasında devlet sorununu da inceleyen "Yığın Eylemi ve Devrim" (Neue Zeit, 1912, XXX, 2) adlı yazısında Kautsky'nin durumunu "pasif bir radikalizm" olarak, "hareketsiz bir bekleme teorisi" olarak tanımlıyordu. "Kautsky devrim sürecini görmek istemiyor" (s. 616). Pannekoek, sorunu bu biçimde koyarak, bizi ilgilendiren konuya, proleter devrimin devlet karşısındaki görevleri konusuna değiniyordu:
"Proletaryanın savaşımı, diye yazıyordu Pannekoek, yalnızca burjuvaziye karşı devlet iktidarı için bir savaşım değildir; aynı zamanda devlet [sayfa 147] iktidarına karşı bir savaşımdır da... Proleter devrim, devlet gücünün aletlerini parçalamaya ve onları proletarya gücünün aletleriyle ortadan kaldırmaya (Auflösung, harfiyen: yoketmek, dağıtmak) dayanır... Savaşım, ancak nihai sonuç alındığı anda, ancak devlet örgütü tamamen yıkıldığı anda biter. Çoğunluk örgütü, egemen azınlık örgütünü yokederek, üstünlüğünü tanıtlar" (s. 548).
Pannekoek'ün düşüncesini büründürdüğü formülde büyük yanlışlar var. Bununla birlikte düşün açıktır; ve Kautsky'nin bu düşünü nasıl çürütmeye çalıştığını görmek ilginçtir.
Kautsky, şöyle yazar:
"Şimdiye dek, sosyal-demokratlarla anarşistler arasındaki karşıtlık, sosyal-demokratların devlet iktidarını ele geçirmek, anarşistlerinse onu yıkmak istemelerinden ibaretti. Pannekoek ikisini birden istiyor" (s. 724).
Pannekoek'ün açıklaması, açıklık ve belirginlikten yoksundur (yazısının, üzerinde durulan konuyla ilgili olmayan başka yanlışlarını bir yana bırakıyoruz); ama Kautsky, Pannekoek tarafından ortaya konmuş bulunan ilke sorununu ele almış, ve bu çok önemli ilke sorununda, oportünizmin göbeğine geçmek için, marksizm konumlarını büsbütün bırakmıştır. Kautsky'nin sosyal-demokratlarla anarşistler arasında kurduğu ayrım tamamen yanlıştır; marksizm kesin olarak çarpıtılmış ve alçaltılmıştır.
Marksistleri anarşistlerden ayırdeden şeyler şunlardır:
1) Marksistler, devleti tamamen ortadan kaldırmak istemekte devam ederek, bunun ancak [sayfa 148] sosyalist devrimle sınıfların ortadan kalkmasından sonra, devletin yokolmasına götüren sosyalizmin kuruluşu sonucu olarak, gerçekleşebilir bir şey olduğuna inanırlar; anarşistlerse, bunu olanaklı duruma getiren koşulları anlamaksızın, devletin bugünden yarına tamamen ortadan kalkmasını isterler.
2) Marksistler, proletarya için, siyasal iktidarı ele geçirdikten sonra, eski devlet makinesini tamamen yıkmanın ve onu silahlı işçilerin Komün örneğine göre örgütlenmesine dayanan yeni bir devlet makinesiyle değiştirmenin zorunlu bir şey olduğunu söylerler; anarşistler ise, devlet makinesinin yıkılmasından yana olmakla birlikte, proletaryanın onu ne ile değiştireceğini ve devrimci iktidarı nasıl kullanacağını ancak çok belirsiz bir biçimde düşünürler; onlar devlet iktidarının devrimci proletarya tarafından kullanılmasını yadsımaya dek, devrimci diktatorayı yadsımaya dek giderler.
3) Marksistler, çağcıl devletten yararlanarak, proletaryanın devrime hazırlanmasını isterler; anarşistler ise böyle bir davranışa karşıdırlar.
Bu polemikte, Pannekoek, Kautsky'ye karşı marksizmi temsil etmiştir; çünkü Marks, açıkça, proletaryanın devlet iktidarını ele geçirmekle yetinemiyeceğini (eski devlet aygıtının yalnızca başka ellere geçmekle kalmaması anlamında), ama bu aygıtı kırmak, parçalamak ve onu bir yenisiyle değiştirmek zorunda da olduğunu öğretmiştir.
Kautsky, oportünizm yararına marksizmi bırakır; çünkü devlet makinesinin parçalanmasını, oportünistler için kabulü olanaksız olan bu şeyi apaçık bir biçimde elçabukluğuna getirir, ve böylece oportünistlere devletin "fethi"ni basit bir çoğunluk [sayfa 149] sağlamak olarak yorumlama olanağını veren bir kaçamak yolu bırakır.
Marksizmin bu çarpıtılmasını gözlerden saklamak için, Kautsky, iyi bir açımlayıcı olarak davranır: Marks'ın bir "alıntı"sından yola çıkar. Marks, 1850'de "devletin elleri arasında kararlı bir güç toplanması"nı öneriyordu. Buna dayanarak Kautsky bayram eder: Pannekoek "merkeziyetçiliği" yıkmak istemiyor muydu?
Basit bir hokkabazlık; merkeziyetçiliğe yeğ tutulan federasyon üzerindeki görüşlerinde, marksizm ile prudonculuğu özdeşleştiren Bernstein'ın oyununu anımsatan basit bir hokkabazlık.
Kautsky'nin "alıntı"sı, çorbaya düşmüş saça benzer. Merkeziyetçilik, eski devlet makinesiyle olduğu gibi, yenisiyle de olanaklıdır. Eğer işçiler, kendi silahlı güçlerini özgürce birleştirirlerse, bu, merkeziyetçilik olacaktır; ama bu merkeziyetçilik, merkezi devlet aygıtının, sürekli ordunun, polisin, bürokrasinin "tamamen yıkılması" üzerine dayanacaktır. Kautsky, Marks ve Engels'in Komün üzerine iyi bilinen düşüncelerini atlayarak, sorunla hiçbir ilgisi olmayan bir alıntıyı bulup çıkartacak kadar dürüstlüğge aykırı bir biçimde davranır.
Ve, şöyle yazar:
"... Acaba Pannekoek memurların kamu görevlerini mi ortadan kaldırmak istiyordu? Ama devlet yönetimi şöyle dursun, biz ne parti ne de sendikalar örgütünde memurlardan vazgeçebiliriz. Programımız, devlet memurlarının kaldırılmasını değil, halk tarafından seçilmelerini ister... Şimdi bizde sözkonusu olan şey 'geleceğin devleti'ndeki yönetim aygıtının hangi biçime bürüneceğini bilmek değil, bizim siyasal savaşımımızın devlet iktidarını, [sayfa 150] biz bu iktidarı ele geçirmeden önce, yıkıp yıkmayacağını (auflösung, harfiyen: yokedecek, dağıtacak) bilmektir ['biz bu iktidarı ele geçirmeden önce'nin altı Kautsky tarafından çizilmiştir]. Memurlarıyla birlikte ortadan kaldırılabilecek bakanlık hangisidir? (Kautsky, eğitim, adalet, maliye, savunma bakanlıklarını sayar.) Hayır, güncel bakanlıkların içinde, hükümete karşı olan siyasal savaşımımız tarafından ortadan kaldırılacak tek bakanlık yoktur... Yanlış anlamalardan kaçınmak için, yineliyorum: sözkonusu olan, muzaffer sosyal-demokrasinin "gelecekteki devlet"e hangi biçimi vereceğini bilmek sözkonusu olan, bizim muhalefetimizin devleti nasıl dönüştüreceğini bilmektir" (s. 725).
İşte bu gerçek bir hokkabazlıktır. Pannekoek, belgin devrim sorununu koyuyordu. Yazısının başlığı ve aktarılan parçalar bunu açıkça gösterir. Kautsky, "muhalefet" sorununa sıçrayarak, devrimci bakış açısını yerine, oportünist bakış açısını koymaktan başka bir şey yapmaz. Usyürütmesi şöyle özetlenebilir: şimdi, muhalefet; iktidarın elde edilmesinden sonra, bir çare düşünülecek. Devrim yokoluyor! Oportünistlerin istediği şeyin ta kendisidir bu.
Sözkonusu olan şey, ne muhalefet, ne de genel olarak siyasal savaşımdır; sözkonusu olan şey, düpedüz devrimdir. Devrim de şuna dayanır: Proletarya, "yönetim aygıtı"nı ve tüm devlet aygıtını yıkar ve onun yerine silahlı işçiler tarafından oluşturulan bir yenisini koyar. Kautsky, "bakanlıklar" için "boş inana dayalı bir saygı" gösteriyor; ama işçi ve asker temsilcilerinin egemen ve son derece güçlü Sovyetleri yanında ve bu Sovyetlere bağlı [sayfa 151] uzmanlardan kurulu komisyonlar, neden bu bakanlıklar yerine geçmesinler?
Önemli olan, "bakanlıklar"ın kalıp kalmıyacağını, ya da bunların "uzman komisyonları", ya da başka örgütlerle değiştirilip değiştirilmeyeceğini bilmek degildir; bunun hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, (binlerce bağla burjuvaziye bağlı ve tamamen görenek ve tutuculuk etkisinde bulunan) eski devlet makinesinin korunup korunmayacağı, ya da yıkılıp bir yenisiyle değiştirilip değiştirilmeyeceğidir. Devrim, yeni sınıfın eski devlet makinesi yardımıyla buyurup yönetmesine değil, ama eski devlet makinesini parçaladıktan sonra, yeni bir makine yardımıyla buyurup yönetmesine yolaçmalıdır: Kautsky'nin elçabukluğuna getirdiği, ya da hiç anlamadığı şey, işte marksizmin bu temel düşünüdür.
Memurlara ilişkin sorusu açıkça gösterir ki, Kautsky ne Komün'den çıkan dersleri anlamıştır ne de Marks'ın ögretisini. "...Biz ne parti, ne de sendikalar örgütünde memurlardan vazgeçebiliriz..."
Biz, kapitalist rejimde, burjuvazinin egemenliği altında, memurlardan vazgeçemeyiz. Proletarya, kapitalizm tarafından ezilmiş, çalışan yığınlar köleleştirilmiştir. Kapitalist rejimde demokrasi, yığınların ücretli köleliği, yoksulluk ve sefaletinin yarattığı bu çevre içinde daralmış, sıkışmış, budanmış ve sakatlanmıştır. İşte bu nedenle, ama yalnızca bu nedenle, bizim siyasal ve sendikal örgütlerimizdeki memurlar kapitalist çevre tarafından bozulmuşlardır (ya da daha doğrusu bozulmaya eğilimlidirler) ve bürokratlar durumuna, yani ayrıcalıklı, yığınlardan kopmuş ve onlar üzerinde yer alan kimseler durumuna dönüşme eğilimini gösterirler. [sayfa 152]
Bürokratizmin özü, işte buradadır. Kapitalistler mülksüzleştirilmedikçe, burjuvazi alaşağı edilmedikçe, proletarya memurlarının bile belirli ölçüde "bürokratlaşmaları" kaçınılmaz bir şeydir.
Kautsky, kısacası, şöyle der: mademki, seçilmiş kamu görevlileri olacak, öyleyse sosyalist rejimde de memurlar ve bir bürokrasi olacaktır! İşte yanlış olan da budur. Marks, Komün örneğiyle göstermiştir ki, kamu görevlileri, sosyalist rejimde, seçimle iş başına gelmeleri bir yana, ayrıca her an görevden geri alınabildikleri, ayrıca maaşları ortalama bir işçi ücreti düzeyine indirildiği, ve üstelik, parlemanter kuruluşlar yerine "hareketli", "aynı zamanda hem yürütmeci hem de yasamacı" topluluklar geçtiği ölçüde, "bürokrat" olmaktan, "memur" olmaktan çıkarlar.
Gerçekte, Kautsky'nin Pannekoek'e karşı tüm kanıtlaması, hele özellikle, parti örgütlerinde olsun, sendikal örgütlerde olsun, memurlardan vazgeçemiyeceğimiz yolundaki o hayranlık verici kanıtı, onun, Bernstein'ın genel olarak marksizme karşı eski "kanıtlar"ını benlmsediğini gösterir. Bernstein, Sosyalizmin Öncülleri adlı döneklik kitabında, "ilkel" demokrasi düşününe karşı, "doktriner demokratizm" dediği: emredici vekâlete, ücretsiz memuriyete, iktidarsız merkezi temsile vb. karşı, savaşa girişir. Bu "ilkel" demokrasinin başarısızlığını tanıtlamak için, Bernstein, İngiliz trade-unionlarının, karı-koca Webb'ler tarafından yorumlanan deneyinden yardım umar. Sözümona "tam bir özgürlük içinde" (Almanca baskı, s. 137) evrimlenmiş bulunan trade-unionlar, gelişmelerinin yetmiş yılı içinde, ilkel demokrasinin etkisizliğine inanmışlarmış da onun yerine bürokratizme bağlı bildiğimiz [sayfa 153] parlamentarizmi geçirmişlermiş.
Kautsky'nin hasmı olan Pannekoek, saflarında Rosa Luxembourg, Karl Radek ve daha başkalarını toplayan "radikal sol" eğilimin temsilcilerinden biriydi. Devrimci taktik öneren radikal sollar, Kautsky'nin ilkelerden yoksun "merkezci" bir tutum kabul ettiğini ve marksizmle oportünizm arasında sallandığını kabul etmekte birleşiyorlardı. Haksız yere marksist adı verilen "merkezci" ya da "kautskist" denilen eğilim tüm çirkin yoksulluğuyla ortaya çıkınca, bu değerlendirmenin doğruluğunu savaş tamamen tanıtladı.
Pannekoek, başka şeyler arasında devlet sorununu da inceleyen "Yığın Eylemi ve Devrim" (Neue Zeit, 1912, XXX, 2) adlı yazısında Kautsky'nin durumunu "pasif bir radikalizm" olarak, "hareketsiz bir bekleme teorisi" olarak tanımlıyordu. "Kautsky devrim sürecini görmek istemiyor" (s. 616). Pannekoek, sorunu bu biçimde koyarak, bizi ilgilendiren konuya, proleter devrimin devlet karşısındaki görevleri konusuna değiniyordu:
"Proletaryanın savaşımı, diye yazıyordu Pannekoek, yalnızca burjuvaziye karşı devlet iktidarı için bir savaşım değildir; aynı zamanda devlet [sayfa 147] iktidarına karşı bir savaşımdır da... Proleter devrim, devlet gücünün aletlerini parçalamaya ve onları proletarya gücünün aletleriyle ortadan kaldırmaya (Auflösung, harfiyen: yoketmek, dağıtmak) dayanır... Savaşım, ancak nihai sonuç alındığı anda, ancak devlet örgütü tamamen yıkıldığı anda biter. Çoğunluk örgütü, egemen azınlık örgütünü yokederek, üstünlüğünü tanıtlar" (s. 548).
Pannekoek'ün düşüncesini büründürdüğü formülde büyük yanlışlar var. Bununla birlikte düşün açıktır; ve Kautsky'nin bu düşünü nasıl çürütmeye çalıştığını görmek ilginçtir.
Kautsky, şöyle yazar:
"Şimdiye dek, sosyal-demokratlarla anarşistler arasındaki karşıtlık, sosyal-demokratların devlet iktidarını ele geçirmek, anarşistlerinse onu yıkmak istemelerinden ibaretti. Pannekoek ikisini birden istiyor" (s. 724).
Pannekoek'ün açıklaması, açıklık ve belirginlikten yoksundur (yazısının, üzerinde durulan konuyla ilgili olmayan başka yanlışlarını bir yana bırakıyoruz); ama Kautsky, Pannekoek tarafından ortaya konmuş bulunan ilke sorununu ele almış, ve bu çok önemli ilke sorununda, oportünizmin göbeğine geçmek için, marksizm konumlarını büsbütün bırakmıştır. Kautsky'nin sosyal-demokratlarla anarşistler arasında kurduğu ayrım tamamen yanlıştır; marksizm kesin olarak çarpıtılmış ve alçaltılmıştır.
Marksistleri anarşistlerden ayırdeden şeyler şunlardır:
1) Marksistler, devleti tamamen ortadan kaldırmak istemekte devam ederek, bunun ancak [sayfa 148] sosyalist devrimle sınıfların ortadan kalkmasından sonra, devletin yokolmasına götüren sosyalizmin kuruluşu sonucu olarak, gerçekleşebilir bir şey olduğuna inanırlar; anarşistlerse, bunu olanaklı duruma getiren koşulları anlamaksızın, devletin bugünden yarına tamamen ortadan kalkmasını isterler.
2) Marksistler, proletarya için, siyasal iktidarı ele geçirdikten sonra, eski devlet makinesini tamamen yıkmanın ve onu silahlı işçilerin Komün örneğine göre örgütlenmesine dayanan yeni bir devlet makinesiyle değiştirmenin zorunlu bir şey olduğunu söylerler; anarşistler ise, devlet makinesinin yıkılmasından yana olmakla birlikte, proletaryanın onu ne ile değiştireceğini ve devrimci iktidarı nasıl kullanacağını ancak çok belirsiz bir biçimde düşünürler; onlar devlet iktidarının devrimci proletarya tarafından kullanılmasını yadsımaya dek, devrimci diktatorayı yadsımaya dek giderler.
3) Marksistler, çağcıl devletten yararlanarak, proletaryanın devrime hazırlanmasını isterler; anarşistler ise böyle bir davranışa karşıdırlar.
Bu polemikte, Pannekoek, Kautsky'ye karşı marksizmi temsil etmiştir; çünkü Marks, açıkça, proletaryanın devlet iktidarını ele geçirmekle yetinemiyeceğini (eski devlet aygıtının yalnızca başka ellere geçmekle kalmaması anlamında), ama bu aygıtı kırmak, parçalamak ve onu bir yenisiyle değiştirmek zorunda da olduğunu öğretmiştir.
Kautsky, oportünizm yararına marksizmi bırakır; çünkü devlet makinesinin parçalanmasını, oportünistler için kabulü olanaksız olan bu şeyi apaçık bir biçimde elçabukluğuna getirir, ve böylece oportünistlere devletin "fethi"ni basit bir çoğunluk [sayfa 149] sağlamak olarak yorumlama olanağını veren bir kaçamak yolu bırakır.
Marksizmin bu çarpıtılmasını gözlerden saklamak için, Kautsky, iyi bir açımlayıcı olarak davranır: Marks'ın bir "alıntı"sından yola çıkar. Marks, 1850'de "devletin elleri arasında kararlı bir güç toplanması"nı öneriyordu. Buna dayanarak Kautsky bayram eder: Pannekoek "merkeziyetçiliği" yıkmak istemiyor muydu?
Basit bir hokkabazlık; merkeziyetçiliğe yeğ tutulan federasyon üzerindeki görüşlerinde, marksizm ile prudonculuğu özdeşleştiren Bernstein'ın oyununu anımsatan basit bir hokkabazlık.
Kautsky'nin "alıntı"sı, çorbaya düşmüş saça benzer. Merkeziyetçilik, eski devlet makinesiyle olduğu gibi, yenisiyle de olanaklıdır. Eğer işçiler, kendi silahlı güçlerini özgürce birleştirirlerse, bu, merkeziyetçilik olacaktır; ama bu merkeziyetçilik, merkezi devlet aygıtının, sürekli ordunun, polisin, bürokrasinin "tamamen yıkılması" üzerine dayanacaktır. Kautsky, Marks ve Engels'in Komün üzerine iyi bilinen düşüncelerini atlayarak, sorunla hiçbir ilgisi olmayan bir alıntıyı bulup çıkartacak kadar dürüstlüğge aykırı bir biçimde davranır.
Ve, şöyle yazar:
"... Acaba Pannekoek memurların kamu görevlerini mi ortadan kaldırmak istiyordu? Ama devlet yönetimi şöyle dursun, biz ne parti ne de sendikalar örgütünde memurlardan vazgeçebiliriz. Programımız, devlet memurlarının kaldırılmasını değil, halk tarafından seçilmelerini ister... Şimdi bizde sözkonusu olan şey 'geleceğin devleti'ndeki yönetim aygıtının hangi biçime bürüneceğini bilmek değil, bizim siyasal savaşımımızın devlet iktidarını, [sayfa 150] biz bu iktidarı ele geçirmeden önce, yıkıp yıkmayacağını (auflösung, harfiyen: yokedecek, dağıtacak) bilmektir ['biz bu iktidarı ele geçirmeden önce'nin altı Kautsky tarafından çizilmiştir]. Memurlarıyla birlikte ortadan kaldırılabilecek bakanlık hangisidir? (Kautsky, eğitim, adalet, maliye, savunma bakanlıklarını sayar.) Hayır, güncel bakanlıkların içinde, hükümete karşı olan siyasal savaşımımız tarafından ortadan kaldırılacak tek bakanlık yoktur... Yanlış anlamalardan kaçınmak için, yineliyorum: sözkonusu olan, muzaffer sosyal-demokrasinin "gelecekteki devlet"e hangi biçimi vereceğini bilmek sözkonusu olan, bizim muhalefetimizin devleti nasıl dönüştüreceğini bilmektir" (s. 725).
İşte bu gerçek bir hokkabazlıktır. Pannekoek, belgin devrim sorununu koyuyordu. Yazısının başlığı ve aktarılan parçalar bunu açıkça gösterir. Kautsky, "muhalefet" sorununa sıçrayarak, devrimci bakış açısını yerine, oportünist bakış açısını koymaktan başka bir şey yapmaz. Usyürütmesi şöyle özetlenebilir: şimdi, muhalefet; iktidarın elde edilmesinden sonra, bir çare düşünülecek. Devrim yokoluyor! Oportünistlerin istediği şeyin ta kendisidir bu.
Sözkonusu olan şey, ne muhalefet, ne de genel olarak siyasal savaşımdır; sözkonusu olan şey, düpedüz devrimdir. Devrim de şuna dayanır: Proletarya, "yönetim aygıtı"nı ve tüm devlet aygıtını yıkar ve onun yerine silahlı işçiler tarafından oluşturulan bir yenisini koyar. Kautsky, "bakanlıklar" için "boş inana dayalı bir saygı" gösteriyor; ama işçi ve asker temsilcilerinin egemen ve son derece güçlü Sovyetleri yanında ve bu Sovyetlere bağlı [sayfa 151] uzmanlardan kurulu komisyonlar, neden bu bakanlıklar yerine geçmesinler?
Önemli olan, "bakanlıklar"ın kalıp kalmıyacağını, ya da bunların "uzman komisyonları", ya da başka örgütlerle değiştirilip değiştirilmeyeceğini bilmek degildir; bunun hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, (binlerce bağla burjuvaziye bağlı ve tamamen görenek ve tutuculuk etkisinde bulunan) eski devlet makinesinin korunup korunmayacağı, ya da yıkılıp bir yenisiyle değiştirilip değiştirilmeyeceğidir. Devrim, yeni sınıfın eski devlet makinesi yardımıyla buyurup yönetmesine değil, ama eski devlet makinesini parçaladıktan sonra, yeni bir makine yardımıyla buyurup yönetmesine yolaçmalıdır: Kautsky'nin elçabukluğuna getirdiği, ya da hiç anlamadığı şey, işte marksizmin bu temel düşünüdür.
Memurlara ilişkin sorusu açıkça gösterir ki, Kautsky ne Komün'den çıkan dersleri anlamıştır ne de Marks'ın ögretisini. "...Biz ne parti, ne de sendikalar örgütünde memurlardan vazgeçebiliriz..."
Biz, kapitalist rejimde, burjuvazinin egemenliği altında, memurlardan vazgeçemeyiz. Proletarya, kapitalizm tarafından ezilmiş, çalışan yığınlar köleleştirilmiştir. Kapitalist rejimde demokrasi, yığınların ücretli köleliği, yoksulluk ve sefaletinin yarattığı bu çevre içinde daralmış, sıkışmış, budanmış ve sakatlanmıştır. İşte bu nedenle, ama yalnızca bu nedenle, bizim siyasal ve sendikal örgütlerimizdeki memurlar kapitalist çevre tarafından bozulmuşlardır (ya da daha doğrusu bozulmaya eğilimlidirler) ve bürokratlar durumuna, yani ayrıcalıklı, yığınlardan kopmuş ve onlar üzerinde yer alan kimseler durumuna dönüşme eğilimini gösterirler. [sayfa 152]
Bürokratizmin özü, işte buradadır. Kapitalistler mülksüzleştirilmedikçe, burjuvazi alaşağı edilmedikçe, proletarya memurlarının bile belirli ölçüde "bürokratlaşmaları" kaçınılmaz bir şeydir.
Kautsky, kısacası, şöyle der: mademki, seçilmiş kamu görevlileri olacak, öyleyse sosyalist rejimde de memurlar ve bir bürokrasi olacaktır! İşte yanlış olan da budur. Marks, Komün örneğiyle göstermiştir ki, kamu görevlileri, sosyalist rejimde, seçimle iş başına gelmeleri bir yana, ayrıca her an görevden geri alınabildikleri, ayrıca maaşları ortalama bir işçi ücreti düzeyine indirildiği, ve üstelik, parlemanter kuruluşlar yerine "hareketli", "aynı zamanda hem yürütmeci hem de yasamacı" topluluklar geçtiği ölçüde, "bürokrat" olmaktan, "memur" olmaktan çıkarlar.
Gerçekte, Kautsky'nin Pannekoek'e karşı tüm kanıtlaması, hele özellikle, parti örgütlerinde olsun, sendikal örgütlerde olsun, memurlardan vazgeçemiyeceğimiz yolundaki o hayranlık verici kanıtı, onun, Bernstein'ın genel olarak marksizme karşı eski "kanıtlar"ını benlmsediğini gösterir. Bernstein, Sosyalizmin Öncülleri adlı döneklik kitabında, "ilkel" demokrasi düşününe karşı, "doktriner demokratizm" dediği: emredici vekâlete, ücretsiz memuriyete, iktidarsız merkezi temsile vb. karşı, savaşa girişir. Bu "ilkel" demokrasinin başarısızlığını tanıtlamak için, Bernstein, İngiliz trade-unionlarının, karı-koca Webb'ler tarafından yorumlanan deneyinden yardım umar. Sözümona "tam bir özgürlük içinde" (Almanca baskı, s. 137) evrimlenmiş bulunan trade-unionlar, gelişmelerinin yetmiş yılı içinde, ilkel demokrasinin etkisizliğine inanmışlarmış da onun yerine bürokratizme bağlı bildiğimiz [sayfa 153] parlamentarizmi geçirmişlermiş.
Geri: Devlet ve Devrim - Lenin
* Elyazmasında daha sonra şunlar yazılıdır:
BÖLÜM VII
1905 ve 1917 RUS DEVRİMLERİ DENEYİMİ
Bu bölümün başlığında belirtilen konu o kadar geniştir ki, bu konuda ciltlerce kitap yazılabilir, yazılmaktadır da. Bu broşürde, elbette ki, kazanılan deneyimin, devrim sırasında proletaryanın devlet iktidan karşısındaki görevleriyle doğrudan ilgili en önemli dersleriyle yetinmemiz gerekecektir. (Elyazması burada biter.)[sayfa 158]
BİRİNCİ BASKIYA SONSÖZ
Bu broşür 1917 Ağustos ve Eylülünde yazılmıştır. Son bölümün, "1905 ve 1917 Rus Devrimleri Deneyimi" başlığını taşıyan VII. bölümün planını daha önce kararlaştırmıştım. Ama, başlık dışında, 1917 Ekim Devriminin öngününü belirleyen siyasal devrim tarafından "engellenmiş" olarak, bu bölümün bir tek satırını bile yazacak vaktim olmadı. Böylesine bir "engel"den yalnızca kıvanç duyulabilir. Ama bu broşürün ("1905 ve 1917 Rus Devrimleri Deneyimi"ne ayrılmış) ikinci fasikülü, kuşkusuz çok daha sonraya bırakılacak; "bir devrim deneyi" yapmak, o konuda yazmaktan daha güzel ve daha yararlıdır.
Yazar
Petrograd
30 Kasım 1917 [sayfa 159]
Dipnotlar
[21*] Bu parça, ikinci baskı sırasında eklenmiştir.
[31*] Erostrat, ün kazanmak için, M.Ö. 356'da, dünyanın yedi harikasından biri sayılan Efes'teki Diana tapınağını yakan kişinin adıdır. İslam tarihinde, ün kazanmak için zemzem kuyusuna işeyen kişi, Ebu Bevvab da, bu türden ünlüler arasında sayılır. -ç.
[41*] Bu para, nominal kurdan 2.400 ruble dolaylarındadır, cari kurdan ise 6.000 ruble kadar tutar. Devletin tümü bakımından en çok 6.000 ruble —yeterli tutar— yerine örneğin belediyelerde 9.000 rublelik maaşlar öneren Bo1şevikler, bağışlanmaz bir yanlışlıkta bulunuyorlar.
[42*] Emredici vekalet. Seçilenin, kendisine vekalet verenlerin yönergesi yönünde davrandığı, o yönde oy kullandığı siyasal temsil sistemi. -ç.
[43*] Wolksstaat (halk devleti) içinde ele alınmış uluslararası nitelikte konular.
[51*] Shylock, Shakespeare'in "Venedik Taciri" adlı komedisinin açgözlü ve acımasız tefecisidir. -ç.
[52*] Devlet, başlıca görevlerini, işçilerin kendileri tarafından yapılan böylesine bir kayıt ve bu tür bir denetime indirgediği zaman, "siyasal devlet" olmaktan çıkar: "kamu görevleri siyasal niteliklerini yitirir ve basit yönetsel görevler durumuna dönüşürler." (Bakınız: Yukarıda, Bölüm IV. paragraf 2, s. 85. "Engels'in Anarşistler ile Polemiği")
AÇIKLAYICI NOTLAR
[1] Devlet ve Devrim, Lenin tarafından, 1917 Ağustos-Eylül ayları içinde yazılmıştır. Lenin, 1916'nın ikinci yarısından itibaren, devlet sorunun teorik bir irdeleme zorunluluğunu belirtiyordu. Gene bu dönemde, Gençlik Enternasyonali başlıklı bir yazı yazdı (bk: Eserler, c. 23, s. 179-183). Bu yazıda, Bukharin'in devlet sorunu üzerindeki anti-marksist tutumunu eleştiriyor ve marksizmin devlet karşısındaki tutumu üzerine ayrıntılı bir yazı yazmayı vaadediyordu. Kollontay'a yazdığı 17 Şubat 1917 tarihli bir mektupta, Lenin, bu sorun üzerine gerekli dokümantasyon toplama işini hemen hemen tamamladığını bildirir. Bu mektupta sözkonusu edilen şey, Marksizm ve Devlet başlığını taşıyan mavi kaplı bir defter içine ince ve sık bir yazıyla kopya edilmiş gereçtir. Karl Marks ve Friedrich Engels'in yapıtlarından alınmış alıntılar, Kautsky, Pannekoek ve Bernstein'ın kitaplarından alınmış parçalar, Lenin'in eleştirici düşünceleri, çıkardığı sonuç ve genellemelerle birlikte, bu defterde biraraya getirilmiştir.
Devlet ve Devrim yedi bölümden meydana gelecekti; ama VII. bölüm, "1905 ve 1917 Rus Devrimleri Deneyimi" hiç yazılmadı; bu bölümden, yalnızca inceden inceye hazırlanmış bir plan kaldı (bk: Lenin toplu yapıtları, XXI, 1933, s. 25-26). Yapıtının yayınlanmasıyla ilgili olarak yayıncıya gönderdiği bir mektupta, Lenin "... eğer yedinci bölüm için fazla gecikmişse, ya da bu bölüm kitabı fazla kalınlaştıracaksa, ilk altı bölümün ayrı olarak, birinci fasikül olarak yayınlanması gerekeceğini" yazmıştı.
Elyazmasının ilk sayfasında "F.F. İvanovski" takma adı bulunur. Lenin, kitabını bu takma ad altında yayınlamayı düşünüyordu: yoksa Geçici Hükümet kitabı toplatabilirdi. Yapıt ancak 1918'de yayınlanabildi için takma ada gerek kalmadı. Kitabın, ikinci bölüme Lenin tarafından eklenmiş yeni bir parçayı, "Marks Sorunu 1852'de Nasıl Koyuyordu?" adlı parçayı da içeren bir ikinci baskısı, 1919'da yayınlanmıştır.
[2] Fabian'lar, İngiltere'de bir entellektüel burjuvalar grubu tarafından kurulmuş (1884), aşırı derecede reformist ve oportünist "Fabian Derneği" üyeleri. Derneğe, kesin çarpışmalardan kaçınmaya dayanan sakıntılı taktiği nedeniyle, kendisine Cunctator (uygun zaman bekleyerek oyalıyan) lâkabı takılan Romain Fabius'un adı verilmişti. Lenin, Fabian Derneği için, bu dernek "oportünizmin ve liberal işçi politikasının en yetkin dışavurumu"ydu der. Fabian'lar, proletaryayı sınıf savaşımından saptınıyor, kapitalizmden sosyalizme reformlar yardımıyla, barışçı, kerteli bir geçışi salık veriyorlardı. Emperyalist dünya savaşı sırasında (1914-1918), Fabianlar sosyal-şovenizm tutumunu benimsediler. Fabian'ların içyüzünü anlamak için, Lenin'in yapıtlarında özellikle şu yazılara bakmak gerekir: "J. Becker, J. Dietzgen, F. Engels, K. Marks, vb. den, F. A. Sorge ve başka kimselere Mektuplar" adlı kitabın Rusça çevirisine "Önsöz"; Rus Devriminde Sosyal-Demokrasinin Tarımsal Programı"; "İngiliz Barışçılığı ve İngilizlerin Teori Hoşlanmazlığı."
[3] Bakınız: F. Engels, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 217.
[4] Bakınız: F. Engels, Anti-Dühring, Sol Yayinlan, Ankara 1977 s. 443-444.
[5] Gotha Programı, 1875 Gotha Kongresinde, o zamana kadar ayrı kalmış Eisenachçılarla Lassallecıların birleşmesi sırasında kabul edilen Alman Sosyalist İşçi Partisi programı. Bu program iyiden iyiye oportünist bir nitelik taşıyordu; çünkü bütün önemli sorunlar üzerinde Eisenachçılar Lassallecılara ödün vermiş ve Lassalle'ın formüllerini kabul etmişlerdi. Marks ve Engels, Gotha Programını sıkı bir eleştiriden geçirdiler.
[6] Bakınız: K. Marks, Felsefenin Sefaleti, Sol Yayınları, Ankara 1975, s. 182-183.
[7] Bakınız: K. Marks - F. Engels, Komünist Manifesto, Bilim ve Sosyalizm Yayınları, Ankara, 1976, s. 8.
[8] Bakınız: K. Marks, Louis Bonapart'ın 18 Brumaire'i. Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 129-130.
[9] Die Neue Zeit [Yeni Zamanlar], Alman Sosyal-Demokrasisinin organı; Stuttgart'ta 1883-1923 arasında yayınlanmış bulunan dergi. Neue Zeit, 1885-1895 arasında, Engels'in yazılarını yayınlamıştır. Bu yazılar, dergi yazarlarına çoğunlukla yol gösteriyor, ve marksizmden saptıklan zaman, onları acımasızca eleştiriyordu. Engels'in ölümünden sonra, 90 yıllarının ikinci yarısından itibaren, dergi sistemli olarak revizyonist yazılar yayınladı. Emperyalist dünya savaşı (1914-1918) sırasında, merkezci, Kautskist bir tutumu benimsedi ve sosyal-şovenleri destekledi.
[10] Bakınız: K. Marks - F. Engels, Komünist Manifesto, Bilim ve Sosyalizm Yayınları, Ankara, 1976, s. 51.
[11] Bakınız: K. Marks, Fransa'da İç Savaş. 1871, Marks, Engels, Lenin: Paris Komünü Üzerine içinde, Sol Yayınları, 1977 Ankara, s. 99-100
[12] Dielo Naroda [Halkın Davası], Devrimci-Sosyalist Partinin günlük gazetesi. Birkaç kez ad değiştirerek. Mart 1917'den Hazıran l918'e kadar Petrograd'da yayınlandı. Ekim 1918'de Samara'da (üç sayı) ve Mart 1919'da Moskova'da (on sayı) yeniden yayınlandı. Sonra karşı-devrimci faaliyeti yüzünden yasaklandı.
[13] Bakınız: F. Engels, Konut Sorunu, Odak Yayınları, Ankara, 1974. s. 41.
[14] Burada şu makaleler söz konusudur: K. Marks: Politik Aldırmazlık; F. Engels: Otorite Üzerine.
[15] Erfurt Programı. Alman sosyal-demokrasisinin, 1875 Gotha Programının yerine geçmek üzere, 1891 Ekiminde Erfurt Kongresinde kabul edilen programı. Erfurt programının yanlışlıkları Engels tarafından, 1891 Sosyal-Demokrat Program Taslağı Eleştirisine Katkı'da eleştirilmiştir. (Bakınız: Marks-Engels, Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirileri. Sol Yayınlan, Ankara.)
[16] Pravda [Gerçek]. Petersburg'da yayınlanan ve Petersburg işçilerinin girişimiyle Nisan 1912'de kurulan yasal günlük Bolşevik gazete.
Pravda, işçiler tarafından, toplanan parayla çıkan bir işçi yığın gazetesiydi. Gazete yöresinde, geniş bir işçi muhabir ve yazarlar çevresi oluştu. Bir yılda, gazete 11.000 işçi mektubu yayınlandı. Pravda ortalama olarak günde 40.000 basıyordu ve günlük tirajinin 60.000'e yükseldiği aylar da olmuştur.
Yurt dışında bulunan Lenin, Pravda'yı yönetiyor, yazı kuruluna hemen her gün yazıyor, ona direktifler veriyor, Partinin en güçlü yazarlarını gazete yöresinde topluyordu. Pravda, sürekli olarak polis kovuşturmasına uğruyordu. Çıktığı ilk yıl içinde, 46 kez toplandı ve yazarlarına karşı 36 dava açıldı; yazarlar, toplam olarak, 47,5 ay hapiste kaldı. İki yıl üç ay içinde Pravda, Çar hükümeti tarafından sekiz kez yasaklandı, ama her kezinde yeni bir ad altında, yeniden yayınlandı: Raboçaya Pravda [İşçi Gerçeği], Sovernaya Pravda [Kuzey Gerçeği], Pravda Truda [İş Gençeği], Za Pravda [Gerçek İçin], Proletarskaya Pravda [Proleter Gerçeği], Put Pravdi [Gerçek Yolu], Raboçi [İşçi], Trudovaya Pravda [Çalışma Gerçeği]. 8 (21) Temmuz 1914'te, Birinci Dünya Savaşı öngününde gazete yasaklandı. Pravda'nın yeniden yayınlanması, ancak Şubat Devriminden sonra mümkün oldu. 5 (18) Mart 1917'den itibaren R.S.D.İ.P. [Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin organı olarak çıkmaya başladı. Lenin 5 (18) Nisan'da, yurt dışından döndüşte, yazı kuruluna girdi ve gazetenin yönetimini eline aldı. 5 (18) Temmuz 1917'de Pravda idarehanesi, harbokulu öğrencileri ve Kazaklar tarafından yıkıldı. 1917 Temmuz-Ekim dönemi içinde, geçici hükümetin kovuşturmasına hedef olan Pravda bitkaç kez adını değiştirdi ve Listok Pravdi [Gerçek Yaprağı], Proletari [Proleter], Raboçi [İşçi], Raboçi Put [İşçi Yolu] adları altında yayınlandı. 27 Ekim'den (9 Kasım'dan) itibaren, gazete eski adını aldı.
[17] Burada sözkonusu olan Marks'ın Fransa'da İç Savaş'ına Engels tarafından yazılan önsözdür. Bakınız: Paris Komünü Üzerine, Aynı yapıt.
[18] Bakınız: K. Marks ve F. Engels, Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 40-41.
[19] Seminaristler, Rus yazarı N. Pomialovski aynı adı taşıyan romanında, Seminaristleri anlatır.
[20] 1. Enternasyonal'in La Haye Kongresi, 2-7 Eylül 1872'de toplandı. Marks ve Engels bu kongrede hazır bulundular. 65 delege katıldı. Gündemde başlıca şu konular yer alıyordu: genel kurulun hakları; proletaryanın siyasal eylemi. Çalışmalar, Bakunincilere karşı sert bir savaşım havası içinde geçti. Kongre, Genel Kurulun haklarını genişletmeyi kararlaştırdı. "Proletaryanın siyasal eylemi" ile ilgili olarak, kararında, proletaryanın toplumsal devriminin yengisini sağlamak için kendi öz partisini kurmak zorunda olduğu ve büyük görevinin siyasal iktidarın fethi olduğunu ilân etti. Bu kongrede, Bakunin ve Guillaume, bozguncu ve proletarya düşmanı yeni bir partinin kurucuları olarak, Enternasyonel'den çıkarılmışlardır.
[21] Zarya [Şafak], İskra [Kıvılcım] gazetesi yazı kurulu tarafından Stuttgart'ta 1901-1902 arasında yayınlanan siyasal ve bilimsel marksist dergi. Üç fasikül halinde 4 sayı çıktı. Zarya, Lenin'in şu yazılarını yayınladı: "Rastgele Notlar", "Zemstvo palavracıları ve liberalizm Annibal'leri", "Tarımsal sorun ve Marks'ın eleştiricileri"nin ilk dört bölümü ("Tarımsal sorunda eleştirici baylar" başlığıyla), "Rus Sosyal-Demokrasisinin tarımsal programı."
[22] Burada, 23-27 Eylül 1900'de Paris'te toplanan II. Enternasyonal'in beşinci dünya sosyalist kongresi sözkonusudur. Bu kongrede 791 delege hazır bulunuyordu. Rus delegasyonu 23 üyeden kuruluydu. Kongre, temel sorun —siyasal iktidarın proletarya tarafından fethi— üzerine, çoğunlukla, Lenin'in sözünü ettiği kararı, yani Kautsky tarafından önerilen "oportünistlere karşı uzlaşıcı" kararı kabul etti. Kongre ayrıca, bütün ülkelerin sosyalist partilerinin katılacağı ve sekretaryasının Bruxelles'de bulunacağı bir enternasyonal sosyalist Büro'nun kurulmasını da kararlaştırdı.
[23] Sozialistische Monatshefle [Aylık sosyalist defterler]. Alman sosyal-demokrasisi oportünistlerinin başlıca organı ve enternasyonal oportünizmin organlarından biri olan dergi, emperyalist dünya savaşı sırasında (1914 -1918), bu dergi sosyal-şoven bir tutumu benimsedi: 1897-1933 arasında Berlin'de yayınlandı.
[24] Independent Labour Party [Bağımsız İşçi Partisi] 1893'te kuruldu. Başında James Keir Hardie ve Ramsay Mac-donald gibi kimseler bulunuyordu. Burjuva partilere karşı siyasal bağımsızlıktan dem vuran I.L.P., gerçekte "sosyalizmden bağımsız, ama liberalizme bağımlıydı" (Lenin). Emperyalist dünya savaşı sırasında (1914 -1918), I.L.P. önce savaşa karşı bir bildiri yayınladı (13 Ağustos 1914). Sonra, 1915 Şubatında, Londra'da toplanan Antant ülkeleri sosyalistleri konferansında, bağımsızlar bu konferansta kabul edilen sosyal-şoven karara katıldılar. O zamandan beri, bağımsızların şefleri, barışçı sözleri büyük bir çalımla sıralamayı sürdürerek, sosyal-şoven bir tutumu benimsediler. 1919'da Komünist Enternasyonalin kurulmasından sonra, I.L.P. yöneticileri, sola kayan partili yığınların baskısıyla II. Enternasyonalden çekilme kararı aldılar. Bağımsızlar, 1921'de, 2,5'uncu denilen Enternasyonal'e katıldılar; sonra bu enternasyonalin dağılması üzerine, yeniden II. erternasyonale girdiler
BÖLÜM VII
1905 ve 1917 RUS DEVRİMLERİ DENEYİMİ
Bu bölümün başlığında belirtilen konu o kadar geniştir ki, bu konuda ciltlerce kitap yazılabilir, yazılmaktadır da. Bu broşürde, elbette ki, kazanılan deneyimin, devrim sırasında proletaryanın devlet iktidan karşısındaki görevleriyle doğrudan ilgili en önemli dersleriyle yetinmemiz gerekecektir. (Elyazması burada biter.)[sayfa 158]
BİRİNCİ BASKIYA SONSÖZ
Bu broşür 1917 Ağustos ve Eylülünde yazılmıştır. Son bölümün, "1905 ve 1917 Rus Devrimleri Deneyimi" başlığını taşıyan VII. bölümün planını daha önce kararlaştırmıştım. Ama, başlık dışında, 1917 Ekim Devriminin öngününü belirleyen siyasal devrim tarafından "engellenmiş" olarak, bu bölümün bir tek satırını bile yazacak vaktim olmadı. Böylesine bir "engel"den yalnızca kıvanç duyulabilir. Ama bu broşürün ("1905 ve 1917 Rus Devrimleri Deneyimi"ne ayrılmış) ikinci fasikülü, kuşkusuz çok daha sonraya bırakılacak; "bir devrim deneyi" yapmak, o konuda yazmaktan daha güzel ve daha yararlıdır.
Yazar
Petrograd
30 Kasım 1917 [sayfa 159]
Dipnotlar
[21*] Bu parça, ikinci baskı sırasında eklenmiştir.
[31*] Erostrat, ün kazanmak için, M.Ö. 356'da, dünyanın yedi harikasından biri sayılan Efes'teki Diana tapınağını yakan kişinin adıdır. İslam tarihinde, ün kazanmak için zemzem kuyusuna işeyen kişi, Ebu Bevvab da, bu türden ünlüler arasında sayılır. -ç.
[41*] Bu para, nominal kurdan 2.400 ruble dolaylarındadır, cari kurdan ise 6.000 ruble kadar tutar. Devletin tümü bakımından en çok 6.000 ruble —yeterli tutar— yerine örneğin belediyelerde 9.000 rublelik maaşlar öneren Bo1şevikler, bağışlanmaz bir yanlışlıkta bulunuyorlar.
[42*] Emredici vekalet. Seçilenin, kendisine vekalet verenlerin yönergesi yönünde davrandığı, o yönde oy kullandığı siyasal temsil sistemi. -ç.
[43*] Wolksstaat (halk devleti) içinde ele alınmış uluslararası nitelikte konular.
[51*] Shylock, Shakespeare'in "Venedik Taciri" adlı komedisinin açgözlü ve acımasız tefecisidir. -ç.
[52*] Devlet, başlıca görevlerini, işçilerin kendileri tarafından yapılan böylesine bir kayıt ve bu tür bir denetime indirgediği zaman, "siyasal devlet" olmaktan çıkar: "kamu görevleri siyasal niteliklerini yitirir ve basit yönetsel görevler durumuna dönüşürler." (Bakınız: Yukarıda, Bölüm IV. paragraf 2, s. 85. "Engels'in Anarşistler ile Polemiği")
AÇIKLAYICI NOTLAR
[1] Devlet ve Devrim, Lenin tarafından, 1917 Ağustos-Eylül ayları içinde yazılmıştır. Lenin, 1916'nın ikinci yarısından itibaren, devlet sorunun teorik bir irdeleme zorunluluğunu belirtiyordu. Gene bu dönemde, Gençlik Enternasyonali başlıklı bir yazı yazdı (bk: Eserler, c. 23, s. 179-183). Bu yazıda, Bukharin'in devlet sorunu üzerindeki anti-marksist tutumunu eleştiriyor ve marksizmin devlet karşısındaki tutumu üzerine ayrıntılı bir yazı yazmayı vaadediyordu. Kollontay'a yazdığı 17 Şubat 1917 tarihli bir mektupta, Lenin, bu sorun üzerine gerekli dokümantasyon toplama işini hemen hemen tamamladığını bildirir. Bu mektupta sözkonusu edilen şey, Marksizm ve Devlet başlığını taşıyan mavi kaplı bir defter içine ince ve sık bir yazıyla kopya edilmiş gereçtir. Karl Marks ve Friedrich Engels'in yapıtlarından alınmış alıntılar, Kautsky, Pannekoek ve Bernstein'ın kitaplarından alınmış parçalar, Lenin'in eleştirici düşünceleri, çıkardığı sonuç ve genellemelerle birlikte, bu defterde biraraya getirilmiştir.
Devlet ve Devrim yedi bölümden meydana gelecekti; ama VII. bölüm, "1905 ve 1917 Rus Devrimleri Deneyimi" hiç yazılmadı; bu bölümden, yalnızca inceden inceye hazırlanmış bir plan kaldı (bk: Lenin toplu yapıtları, XXI, 1933, s. 25-26). Yapıtının yayınlanmasıyla ilgili olarak yayıncıya gönderdiği bir mektupta, Lenin "... eğer yedinci bölüm için fazla gecikmişse, ya da bu bölüm kitabı fazla kalınlaştıracaksa, ilk altı bölümün ayrı olarak, birinci fasikül olarak yayınlanması gerekeceğini" yazmıştı.
Elyazmasının ilk sayfasında "F.F. İvanovski" takma adı bulunur. Lenin, kitabını bu takma ad altında yayınlamayı düşünüyordu: yoksa Geçici Hükümet kitabı toplatabilirdi. Yapıt ancak 1918'de yayınlanabildi için takma ada gerek kalmadı. Kitabın, ikinci bölüme Lenin tarafından eklenmiş yeni bir parçayı, "Marks Sorunu 1852'de Nasıl Koyuyordu?" adlı parçayı da içeren bir ikinci baskısı, 1919'da yayınlanmıştır.
[2] Fabian'lar, İngiltere'de bir entellektüel burjuvalar grubu tarafından kurulmuş (1884), aşırı derecede reformist ve oportünist "Fabian Derneği" üyeleri. Derneğe, kesin çarpışmalardan kaçınmaya dayanan sakıntılı taktiği nedeniyle, kendisine Cunctator (uygun zaman bekleyerek oyalıyan) lâkabı takılan Romain Fabius'un adı verilmişti. Lenin, Fabian Derneği için, bu dernek "oportünizmin ve liberal işçi politikasının en yetkin dışavurumu"ydu der. Fabian'lar, proletaryayı sınıf savaşımından saptınıyor, kapitalizmden sosyalizme reformlar yardımıyla, barışçı, kerteli bir geçışi salık veriyorlardı. Emperyalist dünya savaşı sırasında (1914-1918), Fabianlar sosyal-şovenizm tutumunu benimsediler. Fabian'ların içyüzünü anlamak için, Lenin'in yapıtlarında özellikle şu yazılara bakmak gerekir: "J. Becker, J. Dietzgen, F. Engels, K. Marks, vb. den, F. A. Sorge ve başka kimselere Mektuplar" adlı kitabın Rusça çevirisine "Önsöz"; Rus Devriminde Sosyal-Demokrasinin Tarımsal Programı"; "İngiliz Barışçılığı ve İngilizlerin Teori Hoşlanmazlığı."
[3] Bakınız: F. Engels, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 217.
[4] Bakınız: F. Engels, Anti-Dühring, Sol Yayinlan, Ankara 1977 s. 443-444.
[5] Gotha Programı, 1875 Gotha Kongresinde, o zamana kadar ayrı kalmış Eisenachçılarla Lassallecıların birleşmesi sırasında kabul edilen Alman Sosyalist İşçi Partisi programı. Bu program iyiden iyiye oportünist bir nitelik taşıyordu; çünkü bütün önemli sorunlar üzerinde Eisenachçılar Lassallecılara ödün vermiş ve Lassalle'ın formüllerini kabul etmişlerdi. Marks ve Engels, Gotha Programını sıkı bir eleştiriden geçirdiler.
[6] Bakınız: K. Marks, Felsefenin Sefaleti, Sol Yayınları, Ankara 1975, s. 182-183.
[7] Bakınız: K. Marks - F. Engels, Komünist Manifesto, Bilim ve Sosyalizm Yayınları, Ankara, 1976, s. 8.
[8] Bakınız: K. Marks, Louis Bonapart'ın 18 Brumaire'i. Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 129-130.
[9] Die Neue Zeit [Yeni Zamanlar], Alman Sosyal-Demokrasisinin organı; Stuttgart'ta 1883-1923 arasında yayınlanmış bulunan dergi. Neue Zeit, 1885-1895 arasında, Engels'in yazılarını yayınlamıştır. Bu yazılar, dergi yazarlarına çoğunlukla yol gösteriyor, ve marksizmden saptıklan zaman, onları acımasızca eleştiriyordu. Engels'in ölümünden sonra, 90 yıllarının ikinci yarısından itibaren, dergi sistemli olarak revizyonist yazılar yayınladı. Emperyalist dünya savaşı (1914-1918) sırasında, merkezci, Kautskist bir tutumu benimsedi ve sosyal-şovenleri destekledi.
[10] Bakınız: K. Marks - F. Engels, Komünist Manifesto, Bilim ve Sosyalizm Yayınları, Ankara, 1976, s. 51.
[11] Bakınız: K. Marks, Fransa'da İç Savaş. 1871, Marks, Engels, Lenin: Paris Komünü Üzerine içinde, Sol Yayınları, 1977 Ankara, s. 99-100
[12] Dielo Naroda [Halkın Davası], Devrimci-Sosyalist Partinin günlük gazetesi. Birkaç kez ad değiştirerek. Mart 1917'den Hazıran l918'e kadar Petrograd'da yayınlandı. Ekim 1918'de Samara'da (üç sayı) ve Mart 1919'da Moskova'da (on sayı) yeniden yayınlandı. Sonra karşı-devrimci faaliyeti yüzünden yasaklandı.
[13] Bakınız: F. Engels, Konut Sorunu, Odak Yayınları, Ankara, 1974. s. 41.
[14] Burada şu makaleler söz konusudur: K. Marks: Politik Aldırmazlık; F. Engels: Otorite Üzerine.
[15] Erfurt Programı. Alman sosyal-demokrasisinin, 1875 Gotha Programının yerine geçmek üzere, 1891 Ekiminde Erfurt Kongresinde kabul edilen programı. Erfurt programının yanlışlıkları Engels tarafından, 1891 Sosyal-Demokrat Program Taslağı Eleştirisine Katkı'da eleştirilmiştir. (Bakınız: Marks-Engels, Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirileri. Sol Yayınlan, Ankara.)
[16] Pravda [Gerçek]. Petersburg'da yayınlanan ve Petersburg işçilerinin girişimiyle Nisan 1912'de kurulan yasal günlük Bolşevik gazete.
Pravda, işçiler tarafından, toplanan parayla çıkan bir işçi yığın gazetesiydi. Gazete yöresinde, geniş bir işçi muhabir ve yazarlar çevresi oluştu. Bir yılda, gazete 11.000 işçi mektubu yayınlandı. Pravda ortalama olarak günde 40.000 basıyordu ve günlük tirajinin 60.000'e yükseldiği aylar da olmuştur.
Yurt dışında bulunan Lenin, Pravda'yı yönetiyor, yazı kuruluna hemen her gün yazıyor, ona direktifler veriyor, Partinin en güçlü yazarlarını gazete yöresinde topluyordu. Pravda, sürekli olarak polis kovuşturmasına uğruyordu. Çıktığı ilk yıl içinde, 46 kez toplandı ve yazarlarına karşı 36 dava açıldı; yazarlar, toplam olarak, 47,5 ay hapiste kaldı. İki yıl üç ay içinde Pravda, Çar hükümeti tarafından sekiz kez yasaklandı, ama her kezinde yeni bir ad altında, yeniden yayınlandı: Raboçaya Pravda [İşçi Gerçeği], Sovernaya Pravda [Kuzey Gerçeği], Pravda Truda [İş Gençeği], Za Pravda [Gerçek İçin], Proletarskaya Pravda [Proleter Gerçeği], Put Pravdi [Gerçek Yolu], Raboçi [İşçi], Trudovaya Pravda [Çalışma Gerçeği]. 8 (21) Temmuz 1914'te, Birinci Dünya Savaşı öngününde gazete yasaklandı. Pravda'nın yeniden yayınlanması, ancak Şubat Devriminden sonra mümkün oldu. 5 (18) Mart 1917'den itibaren R.S.D.İ.P. [Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin organı olarak çıkmaya başladı. Lenin 5 (18) Nisan'da, yurt dışından döndüşte, yazı kuruluna girdi ve gazetenin yönetimini eline aldı. 5 (18) Temmuz 1917'de Pravda idarehanesi, harbokulu öğrencileri ve Kazaklar tarafından yıkıldı. 1917 Temmuz-Ekim dönemi içinde, geçici hükümetin kovuşturmasına hedef olan Pravda bitkaç kez adını değiştirdi ve Listok Pravdi [Gerçek Yaprağı], Proletari [Proleter], Raboçi [İşçi], Raboçi Put [İşçi Yolu] adları altında yayınlandı. 27 Ekim'den (9 Kasım'dan) itibaren, gazete eski adını aldı.
[17] Burada sözkonusu olan Marks'ın Fransa'da İç Savaş'ına Engels tarafından yazılan önsözdür. Bakınız: Paris Komünü Üzerine, Aynı yapıt.
[18] Bakınız: K. Marks ve F. Engels, Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 40-41.
[19] Seminaristler, Rus yazarı N. Pomialovski aynı adı taşıyan romanında, Seminaristleri anlatır.
[20] 1. Enternasyonal'in La Haye Kongresi, 2-7 Eylül 1872'de toplandı. Marks ve Engels bu kongrede hazır bulundular. 65 delege katıldı. Gündemde başlıca şu konular yer alıyordu: genel kurulun hakları; proletaryanın siyasal eylemi. Çalışmalar, Bakunincilere karşı sert bir savaşım havası içinde geçti. Kongre, Genel Kurulun haklarını genişletmeyi kararlaştırdı. "Proletaryanın siyasal eylemi" ile ilgili olarak, kararında, proletaryanın toplumsal devriminin yengisini sağlamak için kendi öz partisini kurmak zorunda olduğu ve büyük görevinin siyasal iktidarın fethi olduğunu ilân etti. Bu kongrede, Bakunin ve Guillaume, bozguncu ve proletarya düşmanı yeni bir partinin kurucuları olarak, Enternasyonel'den çıkarılmışlardır.
[21] Zarya [Şafak], İskra [Kıvılcım] gazetesi yazı kurulu tarafından Stuttgart'ta 1901-1902 arasında yayınlanan siyasal ve bilimsel marksist dergi. Üç fasikül halinde 4 sayı çıktı. Zarya, Lenin'in şu yazılarını yayınladı: "Rastgele Notlar", "Zemstvo palavracıları ve liberalizm Annibal'leri", "Tarımsal sorun ve Marks'ın eleştiricileri"nin ilk dört bölümü ("Tarımsal sorunda eleştirici baylar" başlığıyla), "Rus Sosyal-Demokrasisinin tarımsal programı."
[22] Burada, 23-27 Eylül 1900'de Paris'te toplanan II. Enternasyonal'in beşinci dünya sosyalist kongresi sözkonusudur. Bu kongrede 791 delege hazır bulunuyordu. Rus delegasyonu 23 üyeden kuruluydu. Kongre, temel sorun —siyasal iktidarın proletarya tarafından fethi— üzerine, çoğunlukla, Lenin'in sözünü ettiği kararı, yani Kautsky tarafından önerilen "oportünistlere karşı uzlaşıcı" kararı kabul etti. Kongre ayrıca, bütün ülkelerin sosyalist partilerinin katılacağı ve sekretaryasının Bruxelles'de bulunacağı bir enternasyonal sosyalist Büro'nun kurulmasını da kararlaştırdı.
[23] Sozialistische Monatshefle [Aylık sosyalist defterler]. Alman sosyal-demokrasisi oportünistlerinin başlıca organı ve enternasyonal oportünizmin organlarından biri olan dergi, emperyalist dünya savaşı sırasında (1914 -1918), bu dergi sosyal-şoven bir tutumu benimsedi: 1897-1933 arasında Berlin'de yayınlandı.
[24] Independent Labour Party [Bağımsız İşçi Partisi] 1893'te kuruldu. Başında James Keir Hardie ve Ramsay Mac-donald gibi kimseler bulunuyordu. Burjuva partilere karşı siyasal bağımsızlıktan dem vuran I.L.P., gerçekte "sosyalizmden bağımsız, ama liberalizme bağımlıydı" (Lenin). Emperyalist dünya savaşı sırasında (1914 -1918), I.L.P. önce savaşa karşı bir bildiri yayınladı (13 Ağustos 1914). Sonra, 1915 Şubatında, Londra'da toplanan Antant ülkeleri sosyalistleri konferansında, bağımsızlar bu konferansta kabul edilen sosyal-şoven karara katıldılar. O zamandan beri, bağımsızların şefleri, barışçı sözleri büyük bir çalımla sıralamayı sürdürerek, sosyal-şoven bir tutumu benimsediler. 1919'da Komünist Enternasyonalin kurulmasından sonra, I.L.P. yöneticileri, sola kayan partili yığınların baskısıyla II. Enternasyonalden çekilme kararı aldılar. Bağımsızlar, 1921'de, 2,5'uncu denilen Enternasyonal'e katıldılar; sonra bu enternasyonalin dağılması üzerine, yeniden II. erternasyonale girdiler
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Similar topics
» Komünizm, Komünistlik veya Toplumculuk, Lenin
» TEK YOL DEVRİM !!!
» Vladimir Lenin, Zalimiydi Dahası Ruslardan Nefret Mi Ederdi?
» Türkiye'de Devrim Nasıl Olur?
» Kıbrıs Sorunu ve Devrim: Kıbrıs'ın Kuzeyinde TC ve Elçiliği Protesto Edildi
» TEK YOL DEVRİM !!!
» Vladimir Lenin, Zalimiydi Dahası Ruslardan Nefret Mi Ederdi?
» Türkiye'de Devrim Nasıl Olur?
» Kıbrıs Sorunu ve Devrim: Kıbrıs'ın Kuzeyinde TC ve Elçiliği Protesto Edildi
2 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz