Kıbrıs Sorunu ve Devrim: Kıbrıs'ın Kuzeyinde TC ve Elçiliği Protesto Edildi
1 sayfadaki 1 sayfası
Kıbrıs Sorunu ve Devrim: Kıbrıs'ın Kuzeyinde TC ve Elçiliği Protesto Edildi
Kıbrıs'ın Kuzeyinde TC ve ELÇİLİĞİ PROTESTO EDİLDİ
Kıbrıs'ın kuzeyindeki iradenin ve egemenliğin kimin elinde olduğunu göstermek için TC'nin Lefkoşa büyükelçiliği önünde düzenlenen eylemde basın açıklaması yapılmıştır.Eylem ve basın açıklaması sırasında polisin ve askerin yoğun güvenlik önlemleri aldığı basının yoğun ilgi gösterdiği izlenirken TRT kameramanı ve muhabiri '' Kıbrıs'ta İşgal mi var?'' diyerek ayrıldığı eylemde ,katılanlar ''SON, SON,SON- İŞGALLERE SON'' sloganını haykırmışlardır. Eylem ve basın açılaması sonrası Elçilik kapısına kesilmiş kanlı bir kol (DİYETİNİZİ ALINIZ anlamında) bırakılmış ve eylem sona ermiştir.
Yeni Kıbrıs Partisi, Birleşik Kıbrıs Partisi, Kıbrıs Sosyalist Partisi ve Baraka Kültür Merkezi, Polis sınavında yaşanan gelişmelerin esas sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti ve Elçiliği olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği önünde protesto eylemi yaptı.
13 Şubat 2009, Cuma 19:24 BRT
Yeni Kıbrıs Partisi, Birleşik Kıbrıs Partisi, Kıbrıs Sosyalist Partisi ve Baraka Kültür Merkezi, Polis sınavında yaşanan gelişmelerin esas sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti ve Elçiliği olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği önünde protesto eylemi yaptı...
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği bahçe kapısı önünde toplanan eylemciler pankart açarak protestoda bulundular, ardından konuyla ilgili ortak basın açıklaması okundu.
Polis sınavının eleştirildiği açıklamada, hükümetin bu gelişmelerden rahatsızlığını somut siyasi tavırlar geliştirerek göstermesi istendi.
Ortak açıklamanın okunmasının ardından, seramikten yapılmış ve “diyet vermeyi” simgeleyen “dirsekten kesik el” heykelciği elçiliğin bahçe kapısına bırakıldı..
__
Okunan bildiri:
Polis teşkilatına personel alımları amacıyla yapılan sınav ve sonrasında yaşanan gelişmeler ülkemizin bilinen bir gerçeğinin bir kez daha gündeme gelmesine neden olmuştur. Ülkemizde her türlü kurum ve kuruluş TC Elçiliği aracılığı ile TC Devleti tarafından yönetilmekte, yönlendirilmektedir. Bu uluslararası alanda TC”nin Kıbrıs”ta “İşgalçi Güç’ olarak varlığını sürdürüyor olmasının kaçınılmaz sonucudur.
Polis teşkilatında da durum budur.
Son olarak Polis teşkilatına yeni personel alımı sırasında TC’nin ve onun buradaki elçiliğinin eli tekrar göründü. Bu el bir yandan mevcut parlemento ve hükümetin sözdeliğini, bu parlemento, onun hükümeti ve içişleri bakanının otorite yoksunu olduğunu, ve aynı zamanda esas otoritenin TC ve elçiliğinde olduğunu bir kere daha ortaya koydu.
Polis alımındaki düzenlemeye uzanan TC ve elçilik eli bir şeyi daha ortay koydu. Bu el hakikaten ve tamamiyle hak, hukuk ve açıklık tanımayan, insanlarımızın suratına baka baka istediğini yaparken ve yapmak için insanlarımızı aşağılayan bir otoritedir. TC ve elçiliği imtihan sonuçlarını dikkate almamış istediği kişileri işe almıştır. Bunu yaparken de işte insanlarımızın gururyla oyunoynamıştır.
Bu duruma son vermek için ‘Polisin sivil otoriteye bağşlanması’ önerisi yetersizdir ve geçersizdir. Kuzey Kıbrıs TC işgali altında olduğu müddetçe TC Kuzey Kıbrıs’taki her türlü olaydan sorumludur. Bilhassa da Kuzey Kıbrıs’taki halkın güvenliğinden. Bu olguyu unutturmanın hiç kimseye bir yararı yoktur. Tam tersine, işgal durumu sürdükçe TC şunu iyice bilimelidir ki Kuzey Kıbrıs’taki vatrandaşlarımızın burnunun dahi kanatılmasından TC sorumludur! Ve dolaylı olarak onların işgali şartlarında hükümet etikleri yalanıyla iştigal eden kuklalar!
Hükümet olduğunu iddia edenler, tüm bunlara rağmen demokrasicilik oyununa devam etmektedir. Hiçbir anlamı olmayan sitemkar açıklamalar yapmaları halkımızın sıkıntılarına çare olmamaktadır. Eğer mevcut durumdan gerçekten rahatsız iseler somut siyasi tavırlar geliştirmelerini ve adaletsiz uygulamaların esas sorumlusu olan TC makamları ile ilişkilerini gözden geçirmelerini kendilerine tavsiye ederiz. Ancak onların böyle bir niyeti yoktur. Tek çabaları mevcut durumu sözde bir siyasi şov ile seçim sandıklarına malzeme yapmaktır. İşgale karşı mücadele etmiş halkımıza ise binbir mazeret sunmaya devam etmektedirler. Biz ise bu mazeretleri duymaktan bıktık. Bu yüzden de mevcut rejimin kuklalarını dinlemek yerine asıl sorumlularını protesto etmeye geldik.
Kıbrıslı Türk Toplumu olarak, diyetimiz ne ise ödemeye hazırız. Bunun simgesi olarak kendilerine bu seramik heykelciği sunuyoruz. Artık kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Ne birilerinin vesayetini ne de işbirlikçilerinin gerekçelerini duymak istemiyoruz.
Artık yeter!
Kıbrıs'ın kuzeyindeki iradenin ve egemenliğin kimin elinde olduğunu göstermek için TC'nin Lefkoşa büyükelçiliği önünde düzenlenen eylemde basın açıklaması yapılmıştır.Eylem ve basın açıklaması sırasında polisin ve askerin yoğun güvenlik önlemleri aldığı basının yoğun ilgi gösterdiği izlenirken TRT kameramanı ve muhabiri '' Kıbrıs'ta İşgal mi var?'' diyerek ayrıldığı eylemde ,katılanlar ''SON, SON,SON- İŞGALLERE SON'' sloganını haykırmışlardır. Eylem ve basın açılaması sonrası Elçilik kapısına kesilmiş kanlı bir kol (DİYETİNİZİ ALINIZ anlamında) bırakılmış ve eylem sona ermiştir.
Yeni Kıbrıs Partisi, Birleşik Kıbrıs Partisi, Kıbrıs Sosyalist Partisi ve Baraka Kültür Merkezi, Polis sınavında yaşanan gelişmelerin esas sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti ve Elçiliği olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği önünde protesto eylemi yaptı.
13 Şubat 2009, Cuma 19:24 BRT
Yeni Kıbrıs Partisi, Birleşik Kıbrıs Partisi, Kıbrıs Sosyalist Partisi ve Baraka Kültür Merkezi, Polis sınavında yaşanan gelişmelerin esas sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti ve Elçiliği olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği önünde protesto eylemi yaptı...
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği bahçe kapısı önünde toplanan eylemciler pankart açarak protestoda bulundular, ardından konuyla ilgili ortak basın açıklaması okundu.
Polis sınavının eleştirildiği açıklamada, hükümetin bu gelişmelerden rahatsızlığını somut siyasi tavırlar geliştirerek göstermesi istendi.
Ortak açıklamanın okunmasının ardından, seramikten yapılmış ve “diyet vermeyi” simgeleyen “dirsekten kesik el” heykelciği elçiliğin bahçe kapısına bırakıldı..
__
Okunan bildiri:
Polis teşkilatına personel alımları amacıyla yapılan sınav ve sonrasında yaşanan gelişmeler ülkemizin bilinen bir gerçeğinin bir kez daha gündeme gelmesine neden olmuştur. Ülkemizde her türlü kurum ve kuruluş TC Elçiliği aracılığı ile TC Devleti tarafından yönetilmekte, yönlendirilmektedir. Bu uluslararası alanda TC”nin Kıbrıs”ta “İşgalçi Güç’ olarak varlığını sürdürüyor olmasının kaçınılmaz sonucudur.
Polis teşkilatında da durum budur.
Son olarak Polis teşkilatına yeni personel alımı sırasında TC’nin ve onun buradaki elçiliğinin eli tekrar göründü. Bu el bir yandan mevcut parlemento ve hükümetin sözdeliğini, bu parlemento, onun hükümeti ve içişleri bakanının otorite yoksunu olduğunu, ve aynı zamanda esas otoritenin TC ve elçiliğinde olduğunu bir kere daha ortaya koydu.
Polis alımındaki düzenlemeye uzanan TC ve elçilik eli bir şeyi daha ortay koydu. Bu el hakikaten ve tamamiyle hak, hukuk ve açıklık tanımayan, insanlarımızın suratına baka baka istediğini yaparken ve yapmak için insanlarımızı aşağılayan bir otoritedir. TC ve elçiliği imtihan sonuçlarını dikkate almamış istediği kişileri işe almıştır. Bunu yaparken de işte insanlarımızın gururyla oyunoynamıştır.
Bu duruma son vermek için ‘Polisin sivil otoriteye bağşlanması’ önerisi yetersizdir ve geçersizdir. Kuzey Kıbrıs TC işgali altında olduğu müddetçe TC Kuzey Kıbrıs’taki her türlü olaydan sorumludur. Bilhassa da Kuzey Kıbrıs’taki halkın güvenliğinden. Bu olguyu unutturmanın hiç kimseye bir yararı yoktur. Tam tersine, işgal durumu sürdükçe TC şunu iyice bilimelidir ki Kuzey Kıbrıs’taki vatrandaşlarımızın burnunun dahi kanatılmasından TC sorumludur! Ve dolaylı olarak onların işgali şartlarında hükümet etikleri yalanıyla iştigal eden kuklalar!
Hükümet olduğunu iddia edenler, tüm bunlara rağmen demokrasicilik oyununa devam etmektedir. Hiçbir anlamı olmayan sitemkar açıklamalar yapmaları halkımızın sıkıntılarına çare olmamaktadır. Eğer mevcut durumdan gerçekten rahatsız iseler somut siyasi tavırlar geliştirmelerini ve adaletsiz uygulamaların esas sorumlusu olan TC makamları ile ilişkilerini gözden geçirmelerini kendilerine tavsiye ederiz. Ancak onların böyle bir niyeti yoktur. Tek çabaları mevcut durumu sözde bir siyasi şov ile seçim sandıklarına malzeme yapmaktır. İşgale karşı mücadele etmiş halkımıza ise binbir mazeret sunmaya devam etmektedirler. Biz ise bu mazeretleri duymaktan bıktık. Bu yüzden de mevcut rejimin kuklalarını dinlemek yerine asıl sorumlularını protesto etmeye geldik.
Kıbrıslı Türk Toplumu olarak, diyetimiz ne ise ödemeye hazırız. Bunun simgesi olarak kendilerine bu seramik heykelciği sunuyoruz. Artık kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Ne birilerinin vesayetini ne de işbirlikçilerinin gerekçelerini duymak istemiyoruz.
Artık yeter!
Similar topics
» Gençlik Örgütlenmesi Sorunu ve Hareketlilik-Örgüt Diyalektiği
» TEK YOL DEVRİM !!!
» Devlet ve Devrim - Lenin
» Türkiye'de Devrim Nasıl Olur?
» Tek Ülkede Sosyalizm Olamaz İse, Tek Ülkede Devrim De Mi Olamaz?
» TEK YOL DEVRİM !!!
» Devlet ve Devrim - Lenin
» Türkiye'de Devrim Nasıl Olur?
» Tek Ülkede Sosyalizm Olamaz İse, Tek Ülkede Devrim De Mi Olamaz?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz