Tulumsuz İşçi de Olur
1 sayfadaki 1 sayfası
Tulumsuz İşçi de Olur
1 Mayıs’ın ünlü fotoğrafını herkes bilir. Taksim’de Atatürk Kültür Merkezi’ne boylu boyunca gerilmiş dev bir pankartta zincirlerini kıran bir işçi vardır. O resmi gören hangi işçi hangi devrimci heyecanlanmamıştır? O dev pankart adeta o yılların güçlü sınıf mücadelelerini anlatır. Ama aynı zamanda zihinlerde hâkim olan işçi figürünü de yansıtıyor. İşçi deyince kafamızda canlanan görüntüyü düşünelim. Az çok benzer o pankarttaki adama. Peki, bu figürü biraz olsun değiştirmenin zamanı gelmedi mi? İşçi deyince aklımızda sadece pos bıyıklarıyla bir adam canlanmasa, dünyanın yarısı olan kadınların işçi sınıfının da büyük bir parçası olduğunu hatırlasak.
İşçi ağabeyimizin bileğindeki zincirleri kopartışının görkemine hiçbir diyeceğimiz olamaz. Peki ya kafamızı, beynimizi saran zincirler… Kafa emekçilerinden bahsediyorum. Tüm gün çalışıp sefalet ücretlerine talim eden, müşteri temsilcisi, bankacı, mühendis gibi etiketlere kanan, tulum değil de takım elbise falan giyince kendini üst sınıftan zanneden, bildik patron yalakalığına “kariyer planlaması” diyen, okuduğu okulların kuş kondurduğunu sananlara sözüm. Tulum giymesek de bıyıklı olmasak da işçi olduğumuzu, sömürüldüğümüzü anlamak için illâ kriz çıkması ve işten atılmamız mı gerekiyor? Madem o kadar okul okuduk, uyanık, açıkgöz geçiniyoruz, biraz da bizi sömüren ama sömürdüğü kadar da hayallerle kandıran bu düzene karşı uyanık olmanın, kafa emeğiyle çalışan işçiler, emekçiler olduğumuzun farkına varmanın zamanı gelmedi mi? Ama bunun için zincirleri kırmak gerek. Aynı o pankarttaki ağabeyimiz gibi. Ama ne bıyıklara ne de pazulara ihtiyacımız var. Bize tek gereken sınıf bilinci!
isci mücadelesi
İşçi ağabeyimizin bileğindeki zincirleri kopartışının görkemine hiçbir diyeceğimiz olamaz. Peki ya kafamızı, beynimizi saran zincirler… Kafa emekçilerinden bahsediyorum. Tüm gün çalışıp sefalet ücretlerine talim eden, müşteri temsilcisi, bankacı, mühendis gibi etiketlere kanan, tulum değil de takım elbise falan giyince kendini üst sınıftan zanneden, bildik patron yalakalığına “kariyer planlaması” diyen, okuduğu okulların kuş kondurduğunu sananlara sözüm. Tulum giymesek de bıyıklı olmasak da işçi olduğumuzu, sömürüldüğümüzü anlamak için illâ kriz çıkması ve işten atılmamız mı gerekiyor? Madem o kadar okul okuduk, uyanık, açıkgöz geçiniyoruz, biraz da bizi sömüren ama sömürdüğü kadar da hayallerle kandıran bu düzene karşı uyanık olmanın, kafa emeğiyle çalışan işçiler, emekçiler olduğumuzun farkına varmanın zamanı gelmedi mi? Ama bunun için zincirleri kırmak gerek. Aynı o pankarttaki ağabeyimiz gibi. Ama ne bıyıklara ne de pazulara ihtiyacımız var. Bize tek gereken sınıf bilinci!
isci mücadelesi
Similar topics
» İşçi Devleti Nedir? İşçi Sınıfı Devleti Ortadan Kaldırmayacak Mıydı?
» Türkiye'de Devrim Nasıl Olur?
» İşçi Sınıfı ve Varoşlar
» Neden İşçi Sınıfı?
» “Adalet, Kalkınma, Din, İman” ve… İşçi Hakları
» Türkiye'de Devrim Nasıl Olur?
» İşçi Sınıfı ve Varoşlar
» Neden İşçi Sınıfı?
» “Adalet, Kalkınma, Din, İman” ve… İşçi Hakları
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz